MİLLETLERİN YOK OLUŞ SEBEPLERİ
Bakara 208- Ey iman edenler! Hepiniz barış
ve selamete (İslam’a) girin de şeytanın adımlarına uymayın. Çünkü o sizin
aranızı açan belli bir düşmandır. 209-
Size bunca deliller geldikten sonra yine kayarsanız, iyi bilin ki, Allah çok
güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir. 210-
Onlar sadece gözetiyorlar ki, Allah, buluttan
gölgelikler içinde meleklerle birlikte geliversin de iş bitiriliversin.
Hâlbuki bütün işler Allah'a döndürülüp götürülür.
211- İsrail oğullarına sor: Biz onlara ne kadar açık ayetler
vermiştik. Fakat Allah'ın nimetini her kim kendisine
geldikten sonra değiştirirse, şüphe yok ki Allah'ın azabı çok şiddetlidir.
A’raf 102- Onların
çoğunda, sözde durma (diye bir şey) bulamadık. Gerçek şu ki, onların çoğunu
yoldan çıkmış bulduk.
Maide 79- Onlar
işledikleri kötülükten birbirlerini vazgeçirmeye çalışmazlardı.
Andolsun yaptıkları ne kötüdür.
Tevbe 67-
Münafıkların erkekleri de kadınları da birbirlerine benzerler.
Kötülüğü emreder, iyilikten sakındırırlar ve Allah
yolunda harcamaktan ellerini sıkı tutarlar. Allah'ı unuttular da, Allah da
onları unuttu. Gerçekten de münafıklar hep fâsık kimselerdir.
Zuhruf 22- Hayır,
onlar sadece: Biz babalarımızı bu din üzerinde bulduk, biz de onların izinde
gidiyoruz, dediler. 23- Ey Muhammed! Yine
böyle biz senden önce de hangi memlekete bir uyarıcı göndermişsek, mutlaka
oranın şımarık varlıklı kimseleri: Biz babalarımızı
bir din üzerinde bulduk, biz de onların izlerine uyarız, dediler.
24- Gönderilen uyarıcı; Eğer size
babalarınızı üzerinde bulduğunuz dinden daha doğrusunu getirmişsem de mi bana
uymazsınız? deyince, onlar: Gerçekten biz sizin
tebliğ için gönderildiğiniz şeyi tanımıyoruz, dediler.
İsra 16- Biz bir ülkeyi yok etmek
istediğimiz zaman, şımarık varlıklılarına emrederiz,
onlar itaat etmeyip orada kötülük işlerler.
Böylece, o ülke helake müstahak olur, biz de onu yerle bir ederiz. 17-
Hem Nuh' tan sonra nice nesilleri helak ettik. Kullarının günahlarını bilmek ve
görmekte Rabbin yeter. 18-
Her kim peşin isterse, dünyada ona, istediğimiz
kimseye, dilediğimiz kadarını peşin veririz. Sonra ona cehennemi
hazırlarız; kınanmış ve (rahmetimizden) kovulmuş olarak oraya girer.
En’am 122- Ölü iken hidayetle dirilttiğimiz,
kendisine insanlar arasında yürüyecek bir nur verdiğimiz kimse, karanlıklar
içinde kalıp, ondan çıkamayan kimse gibi olur mu? Fakat
kâfirlere, yaptıkları, böyle süslü gösterilir.
123- Böylece,
her kentte ileri gelenleri, oranın suçluları yaptık ki orada hileler
çevirsinler. Hâlbuki bunlar, kötülüğü başkasına değil kendilerine
yapıyorlar da farkına varmıyorlar.
Tevbe 69- (Ey münafıklar!) siz de tıpkı
kendinizden öncekiler gibisiniz. Oysa onlar sizden daha güçlü, kuvvetli, mal ve
evlatça sizden daha varlıklı idiler. Dünya
nimetlerinden paylarına düşen kadar zevk sürdüler. Sizden öncekiler kısmetlerine
düşen kadarıyla nasıl zevk sürmek istedilerse siz de onlar gibi kısmetinize
düşen kadarıyla zevk sürmeye baktınız, siz de sizden önce batağa dalanlar gibi
batağa daldınız. İşte bunların dünyada ve
ahirette bütün amelleri heder olup gitti ve işte bunlar hep hüsran içinde
kalanlardır. 70- Onlara,
kendilerinden öncekilerin; Nuh Kavmi'nin, Ad’ın, Semûd'un, İbrahim Kavmi'nin,
Medyen Ashabı'nın ve o müttefiklerin haberi gelmedi mi?
Onların hepsine peygamberleri delillerle gelmişlerdi.
Demek ki Allah, onlara zulmetmiş değildi, lâkin onlar kendi kendilerine
zulmediyorlardı.
Rum 41- Yaptıklarının bir kısmını tatsınlar
diye insanların kendi ellerinin kazandığı şeyler
yüzünden karada ve denizde fesat ortaya çıktı. Umulur ki onlar hakka
dönerler. 42- De ki, yeryüzünde bir gezin
de bakın, bundan öncekilerin sonu nasıl olmuş!
Onların pek çoğu müşrik idiler. 43-
Allah'tan geri çevrilmesine hiçbir çare olmayan bir gün gelmeden önce yüzünü
dosdoğru, sabit dine çevir. O gün (gelince) insanlar birbirlerinden ayrılırlar.
Talak 8- Nice kent var ki
Rablerinin ve O'nun elçilerinin emrine başkaldırdı, biz
de onları çetin bir hesaba çektik ve onlara görülmemiş şekilde azap ettik.
9- İşlerinin vebalini
tattılar. İşlerinin sonucu tam bir hüsran olmuştur.
Fecr 6- Görmedin mi Rabbin ne yaptı Ad
kavmine? 7- Sütunlar sahibi İrem'e?
8- Ki ülkeler içinde onun benzeri
yaratılmamıştı. 9- Vadide kayaları yontan
Semud kavmine? 10- Kazıklar sahibi (güçlü,
kuvvetli) Firavun’a? 11-
Bunlar ülkelerde azmışlardı.
12- Oralarda çok
bozgunculuk yapmışlardı. 13- Bu
yüzden Rabbin onların üstüne azap kamçısı yağdırdı.
Ahkaf 27- Andolsun ki, biz sizin etrafınızda
bulunan birçok memleketleri helak ettik. Belki tevhide dönerler diye
ayetlerimizi çeşitli şekillerde açıkladık. 28- Allah'ı bırakıp da
kendilerine yakınlık sağlamak için edindikleri ilâhları onlara yardım etselerdi
ya! Ama hayır, aksine onlardan kaybolup gittiler. İşte bu onların
yalanları ve uydurup durdukları iftiralarıdır.
Muhammed 8- İnkâr edenlere gelince, artık
yıkım onlara. Allah onların amellerini boşa
çıkarmıştır.
Muhammed 13- Ey Muhammed! Seni yurdundan
çıkaran şehirden daha kuvvetli olan nice şehirler
vardı ki biz onları helâk ettik de onlara yardım eden çıkmadı.
14- Rabbi tarafından apaçık bir delil
üzerinde bulunan kimse, kötü işleri kendisine güzel
gösterilmiş de heveslerinin peşine düşmüş kimseler gibi olur mu?
Necm 52- Önceden de Nuh kavmini (helak
etmişti), çünkü onlar zulmetmiş ve azmıştı. 53-
Altı üstüne getirilmiş şehirleri devirip yıktı.
54- Onları
neler kapladı neler!
Meryem 98- Hem onlardan önce nice nesilleri
helak ettik. ( Şimdi ) onlardan hiçbirini grüyor
musun? yahut onların hafif bir sesini işitiyor musun?
Enbiya 6- Onlardan önce
yok ettiğimiz hiçbir memleket halkı iman etmedi.
Şimdi bunlar mı iman edecekler?
Hud 82- Ne zaman ki, emrimiz geldi,
o ülkenin altını üstüne getirdik ve üzerlerine istif
edilip pişirilmiş çamurdan taşlar yağdırdık. 83-
Bu taşlar Rabbinin katında damgalanmışlardı.
Bunlar zalimlerden uzak şeyler değildir.
En’am 6- Kendilerinden önce nice nesilleri
helak ettiğimizi görmediler mi? Yeryüzünde size
vermediğimiz imkânları onlara vermiştik. Onlara gökten bol bol yağmur indirmiş,
altlarından ırmaklar akıtmıştık. Fakat onları günahlarından dolayı helak ettik.
Ve kendilerinden sonra başka bir nesil yarattık. 147-
Eğer seni yalanladılarsa, de ki: Rabbiniz geniş rahmet sahibidir. Bununla
beraber O'nun azabı da suçlu toplumdan geri
çevrilmez.
Neml 45- Andolsun ki Allah'a ibadet edin
diye Semud'a da kardeşleri Salih'i gönderdik. Hemen birbirleriyle çekişen iki
zümre oluverdiler. 46- Salih dedi ki: Ey
benim kavmim! İyilik dururken niçin kötülüğe koşuyorsunuz? Ne olur Allah'a
istiğfar etseniz, belki rahmetine ulaşırdınız. 47-
Cevap verdiler: Senin ve beraberindekilerin yüzünden
uğursuzluğa uğradık. Salih: Size çöken uğursuzluk (sebebi) Allah
katında (yazılı) dır. Belki siz imtihana çekilen bir kavimsiniz, dedi.
48- O şehirde dokuz çete vardı ki, bunlar
yeryüzünde bozgunculuk yapıyorlar, iyilik tarafına hiç
yanaşmıyorlardı. 49- Allah'a
and içerek birbirlerine şöyle dediler: Gece ona ve ailesine baskın yapalım;
sonra da velisine, “ Biz o ailenin yok edilişi sırasında orada değildik, inanın
ki doğru söylüyoruz ”, diyelim. 50- Onlar
böyle bir tuzak kurdular, biz de kendileri farkında olmadan onların planlarını
altüst ettik. 51- İşte bak! Tuzaklarının
akıbeti nice oldu. Onları da, kavimlerini de toptan helak ettik.
52- İşte haksızlıkları yüzünden çökmüş
evleri! Bilen bir kavim için elbette bunda bir ibret vardır.
53- İman edip
Allah'a karşı gelmekten sakınanları da kurtardık.
Nuh 21- Nuh dedi ki: Ey Rabbim!
Onlar bana isyan ettiler; malı ve çocuğu hüsrandan
başka bir şeyini artırmayan kimsenin ardına düştüler.
22- Büyük büyük tuzaklar kurdular.
23- Dediler ki:
Sakın tanrılarınızı bırakmayın, ne Vedd'i, ne Suva'ı ve ne de
Yeğus'u, Yeûk'u ve Nesr'i. 24-
Çok kişiyi yoldan saptırdılar. Sen de o
zalimlerin sadece şaşkınlıklarını artır. 25-
Hatalarından dolayı boğuldular, ateşe sokuldular,
kendilerine Allah'a karşı yardımcılar da bulamadılar.
26- Nuh dedi ki:
Yeryüzünde kâfirlerden bir tek kişi bırakma.
27- Zira sen onları bırakırsan
kullarını yoldan çıkarırlar ve sadece ahlâksız ve kâfir
çocuklar doğururlar. 28- Ey
Rabbim! Bana, babama, anama, mümin olarak evime girene ve bütün inanmış erkek ve
kadınlara mağfiret buyur. Zalimlerin de sadece helakini artır.
Kasas 57- Biz
seninle beraber doğru yola uyarsak, yurdumuzdan atılırız, dediler.
Biz onları, kendi katımızdan bir rızık olarak her şeyin ürünlerinin toplanıp
getirildiği, güvenli, dokunulmaz bir yere (Mekke-i Mükerreme' ye) yerleştirmedik
mi? Fakat onların çoğu bilmezler. 58- Biz,
maişetleriyle şımarmış nice memleketi helak etmişizdir. İşte yerleri!
Kendilerinden sonra oralarda pek az oturulabilmiştir. Onlara biz varis
olmuşuzdur. 59- Rabbin, kendilerine
ayetlerimizi okuyan bir peygamberi memleketlerin ana merkezlerine göndermedikçe,
memleketleri helâk edici değildir. Zaten biz, ancak
halkı zalim olan memleketleri helâk etmişizdir.
MİLLETLERİN YOK OLUŞ SEBEPLERİ NELERDİR? SORUSUNA
AYETLER IŞIĞINDA CEVAPLAR
1) İslam’a tam teslim
olmayışları ve şeytanın peşinden gitmeleri,
2)
Gelen tüm uyarılara rağmen kayma
yapmaları,
3)
Açık mucize isteyerek Allah’ın, meleğin bulut ve gölgeler arasından geliverip
azap etmesini istemeleri,
4)
Vahyi çıkarlarına göre değiştirmeleri,
5)
Sözlerinde durmayıp ve sürekli sapıtmaları,
6)
Güç, kuvvetle övünüp; mal ve evlatlarının çokluğu ile gururlanıp zevklerinin
peşine düşmeleri,
7)
Allah’ın değil kendi kendilerine zulmetmeleri,
8) Hakkı ile iman
etmeyişleri,
9)
Hakkın çok yönlü anlatılmasına rağmen inanmayışları,
10)
Heveslerinin peşine düşerek kötülüğü güzel görmeleri,
11)
Daima peygamberlerini yurtlarından çıkarmaları,
12)
İnsanlara zulüm yapmayı ve hakkı engellemeyi tercih etmeleri,
13)
Peygamberlerine sürekli baş kaldırmaları,
14)
Mimaride çok ileri gitmeleriyle gururlanmaları ve taşkınlık yapmaları,
15)
Hakka karşı azgınlığı ve bozgunculuğu yaymaları,
16)
Onlara her imkân verilmesine, bol bol yağmurlar yağdırılmasına, altlarından
ırmaklar akıtılmasına rağmen nankörlük yaparak hakkı yalanlamaları,
17)
Vahyi dışlayarak oluşturdukları tağutlarıyla yani siyasi ideolojileriyle,
putlarıyla, felsefeleriyle, adet ve gelenekleriyle fesat çıkarmaları,
18)
İyiliği yasaklamaları ve kötülüğü emretmeleri, hakka karşı cimrilik yapmaları,
19)
Birbirlerini ahlaksızlıklardan alıkoymamaları,
20)
Helal yolu değil de cinsel sapıklığı tercih etmeleri nedeniyle yok olmaları.
Bunlar dünyada bir müddet maddeten iyi olsalar da sıkıntı ve stresten
kurtulamadılar. Sonunda rezil ve rüsva olarak yaşayıp öldüler. Onların ne
kendileri ne de sesleri duyulmaz oldu. Ahirette de daha şiddetli bir azaba
düşecekleri ayetlerden anlaşılmaktadır.
21)
Ne olursa olsun İslam’a cephe alıp peygamberlerine veya öncülerine öldürme
planları yapmaları,
22) İleri gelen
suçluları desteklemeleri,
23) Gelen
peygamberi ve vahyi reddederek atalarının ve dedelerinin yollarını izlemeleri,
24) Ülkenin mal
ile şımarmış kişilerinin taşkınlıkları ve hakka karşı gelmeleri ile azaba
müstahak olmaları,
25)
Dünyevileşmeyi tercih etmeleri,
26)
Peygamberlerine tuzak kurmaları ve Peygamberlerini öfkelendirip bedduasına
uğramaları,
27)
Dini kabullenirsek ülkemizden dışlanırız ve birçok imkânlardan mahrum kalırız
inancında olmaları vs.
Not:
Geçmiş ümmetler bu sayılanları yapmakla helak oldular. Günümüzde bu hataları
işleyenler peygamberimizin rahmet olarak gönderilişinden dolayı onlar gibi helak
olmamaktadır. Fakat en yüksek makamlarda bile olsalar imandan, itibardan, mahrum
kalarak insanların gözünden düşmektedirler. Zira İslam’a karşı gelen kendi
istikbaline ve kendi şerefine karşı gelmektedir.
Normal ölen bir kere ölür ama İslam’a karşı gelen
stresleri ile sürüne sürüne ölür.
Tarihe baktığımızda;
Firavun; “ Benden izinsiz kimse iman edemez ”
diyordu.
Kureyşliler, iman edecek gençleri engellemek için
bedava fuhuş ve içki sunuyordu.
Sovyetler, muhalif vatandaşlarını fişliyordu.
Ama hepsi de hedeflerine erişemeyerek yıkıldılar.
Bu yolu takip edenler de inşallah sünnetullah gereği
er ya da geç tükeneceklerdir.