KONUYU OKU
29. İNSANIN PSİKOLOJİK YAPISI
İnsanın Psikolojik Yönü
İnsan Hakları

H) İNSAN HAKLARI

 

20. yy. da Batı’ da dile getirildi ise de İslam’ dan önce Hılful Füdul’ da, Asr-ı Saadette peygamberimizin uygulamalarında, veda haccında ve Osmanlı’ da Fatih Sultan Mehmet’ in azınlıklara her yönü ile ( ibadet, insanca yaşama ve çalışma ) serbestlik veren genelgesinde de görülmektedir.

 

İnsan haklarının Batıda 10 Aralık 1948 yayınlanması onların insan haklarında ileri gittiklerini göstermez. Örneğin Bering Boğazında sıkışan balinaya, Batıda köpeğe, Hindistan da ineğe verilen değer genellikle Batılının dışındaki insanlara reva görülmemektedir. Ayrıca kültür ve demokrasi beşiği sayılan Fransa’ daki başörtüsü yasağına rağmen hümanizmin savunulması ve aynı zamanda sömürgeciliğin hâlâ sürdürülmesi bir çelişkidir. Hâlbuki insan hakları iman, ilim, ahlak, hoşgörü ve düşünce zenginliği ile orantılıdır. Bu bilince ulaşmak için Allah’ ın El-Hakem, El-Adl ve El-Veli isimlerinden faydalanmalıdır.

 

Allah’ ın Rahman sıfatı ile her yaşayan ve çalışana emeğinin karşılığını vermesi, insan haklarına verdiği değeri göstermektedir. Eğer bu değerler ve haklar gaspçılarca engelleniyorsa bu suç hakkını aramayan insanlara aittir.

 

Bilinmesi gereken insan haklarından bazıları şunlardır:

1) Her türlü eğitim, öğretim ve kendini geliştirme,

2) Özgürlük ve güvenlik içinde yaşaması ve insani değerinin düşürülmemesi,

3) Aile kurma, çocuk, namus ve şeref sahibi olma ve neslinin korunması,

4) İnanç noktasında;

                  a) Dini eğitim-öğretim ve vicdan hürriyetine saygı gösterilmesi,

                  b) Mabetlere ve içinde ibadet edenlere dokunulmaması,

                  c) İnsanların inançlarını hiçe alacak, alay ve tahrik edecek şekilde karşılarında dolaşılmaması ve bilakis saygı duyulması, 

                  d) İnancı gereği örtünenlerin bir problem olarak görülmemesi,

5) Mülkiyet edinme hakkına ve mülkiyetine dokunulmaması,

6) Aynı fikirde olmama, farklı düşünme, ifade etme ve adalet karşısında eşit olma,

7) Basın, yayın, seçme ve seçilme hakkını kullanma,

8) Emanetin ehline verilmesi ve hiç kimseye zulümde bulunulmaması,

9) İstediği bir alanda çalışıp kazanma, seyahat etme, dinlenme ve huzurlu yaşama,

10) Talep ettiği alandaki sorunları ile ilgilenilmesi ve çok muhtaç olanların acilen ihtiyaçlarının karşılanması,

11) Tedavisi gereken insanların tedavilerinin yapılması, dul, yetim ve fakirlerin dilenmemeleri için meslek edindirilmesi,

12) Herhangi bir konuda hiçbir kimseye gücünün üzerinde teklifte bulunulmaması,

13) Savaşta esirlere işkence edilmemesi, yaşlı, çocuk, kadın, hayvanlara ve mabetlere sığınanlara dokunulmaması,

14) Komşu ve diğer insanların sokakta, evinde ve işyerinde rahatsız edilmemesi ve yanına izinsiz olarak girilmemesi,

15) Ölmüş ise aleyhinde konuşulmaması,

16) Ateist ve putperest bile olsa inancı veya putları reddedilse de alay ve küfür edilememesi,

17) Büyüklere saygı, küçüklere şefkatli olunması,

18) Özel hayatın ve mahrem yönlerinin araştırılmaması,

19) Toplanma ve mağduriyetlerini ifade etmesi ve hakları engellenirse evrensel insan hakları mahkemesine başvurması,

20) İnsanların yaşamaları için gerekli olan hava, su ve çevrenin kirletilmemesi ve toplum mallarının tahrip edilmemesi,

21) Anne ve babanın öncelikle çocuklarından iyilik, saygı ve merhamet görmesi,

22) Herhangi bir konuda bilgilenme veya nasihat istiyorsa verilmesi,

23) Toplumsal hayatta bir insana;

                  a) Her görüldüğünde selam verilmesi,

                  b) Davetine icabet edilmesi,

                  c) Hastalanınca ziyaret edilmesi,

                  d) Cenazesinin kaldırılması birer insan hakkıdır.

 

Not: Herhangi bir giyecek, yiyecek veya herhangi bir mal için para vermek yetmez ayrıca yaratana da hamd etmek gerekir. Bunların dışında güneşin, suyun, toprağın, havanın vs. hakkını ödemek içinde yine Allah’ a hamd etmek gerekmektedir.

 

Allah’ ın hakkı ise yukarıdaki hakların hepsinden önemlidir. Bunu ödemenin yolu da;

1) Yalnız ona ibadet etmek,

2) Yalnız ondan istemek,

3) Hiçbir şeyi ona ortak koşmamak,

4) Her konuda adaletli olmak ve her türlü zulümden kaçınmaktır.

 

Sonuç olarak İslam bir canı incitmemeyi, mala, namusa dokunmamayı, kanı haksız yere akıtmamayı emretmektedir. Çünkü her şey insana hizmet için yaratılmışken insan ise Allah’a kulluk için yaratılmıştır. Kul hakkı, insanın helal etmedikçe Allah’ ın da affetmediği bir haktır.     Bu nedenle Allah’ ı hakkı ile bilen bir insan bu haklara saygı duyar. Bu bağlamda nükleer enerji insanlığa bir hizmet iken nükleer bir silahı kullanmak tüm insanlara, hayvanlara, bitkilere ve doğaya yapılan bir zulümdür.

 

1) İslam güçlendikçe insan hakları da güçlenecektir,

 

2) İslam unutuldukça dünya milletleri süper güçlerin yani süper cimri eşkıyaların yetimleri durumuna düşerek şerefli yaratılan insanlar eşyalardan hatta hurdalardan daha da ucuza pazarlıkları yapılacaktır. Hâlbuki buzullarda sıkışmış bir balinayı kurtarmak için gösterdikleri ihtimamı, aç ölen insanlara da göstermelidirler. Halbuki İslam’da insan hayatı o kadar kıymetli ki ölüm karşısında En’am 145 / 146 ‘ya göre ölmeyecek kadar haram etler bile helal edilmektedir.

 

3) Geçmişi kaşımadan dönüp bir bakarsak;

Amerika’ lılar Kızılderili’ leri ve daha nice mazlumları,

Rus’lar ve Çin’ liler milyonlarca Komünist karşıtlarını,

Fransızlar 1,5 milyon Cezayir’ liyi,

Sözde, Hitler Almanya’ sı birçok Musevi’ yi,

İngilizler binlerce sömürgesini,

İspanyol’ lar binlerce Endülüs’ lü müslümanı,

İsrail binlerce Filistin’ liyi,

Ermeni’ ler ve Rum’ lar Anadolu’ da binlerce müslümanı,

Sırplar binlerce müslümanı,

 

Yine Batı uygarlığı ve yandaşları nükleer denemelerle tabiatı tahrip ederek bitkileri, hayvanları mahvederek insanlığın ve diğer varlıkların hakkını çiğnemişlerdir.

 

4) Toplumlar birbirlerini silahlanma ve soykırımla suçlama yerine Allah’ tan af dileyerek, hak sahibi insanlarla hesaplaşarak ve helalleşerek gelecek için yardımlaşmak zorundadırlar. Bunun aksine parlamentolarda karşılıklı soykırım kararları almak, olayları abartmak ateşin üstüne körükle gitmeye benzer. Bunun için Batı’ lılar karar alsa da müslümanlar af, diyalog ve tebliğ yolunu tutmalıdır. Çünkü kanla kan yıkanmaz.

 

5) Üçüncü dünya insanları açlıktan ölürken gelişmiş ülkeler; çöpe döktükleri ekmekleri ve süs köpeklerine verdikleri etleri yoksul ülkelere aktarsalar belki konuşmaya hakları olabilir. Hâlbuki elektriksiz, susuz ve teneke evlerde yaşayanlar ve çöplükten geçinen insanlar çoğaldıkça kin ve nefrette çoğalacak, asırlardır eğitime ve öğretime verilen emekler heba olacaktır.

 

6) Böyle giderse insan hakları sadece bir ütopya (hayal) olarak kalacaktır.