KONUYU OKU
13. MÜMİNLERİN ÖZELLİKLERİ
Nefis Terbiyesi Yönünden Müminlerin Özellikleri

B) NEFİS TERBİYESİ YÖNÜNDEN MÜMİNLERİN ÖZELLİKLERİ

 

1) Bakara 208 / 31 - Ey mü’minler! Hepiniz iç ve dışınızla sebat üzere İslam’ a girin...

 

Mü’min; 

      a) Hem dış görünüşü ile hem de içyapısı ile İslam’ a girmeli, özel ve sosyal hayatında din ve dünya işi diye bir ayrıma girmemeli.

      b) Geleneklerin veya arzuların değil İslam’ ın gerektirdiği gibi yaşamalıdır.

      c) Hiçbir ferdi veya grubu öne çıkarmadan herkes Kur’an’ ı ve sünneti ölçü alırsa evrensel birlik oluşabilir yoksa birleşmemekte birleşirler.

 

2) Maide 105 / 124 - Ey iman edenler! Nefislerinizi düzeltmek üzerinize bir borçtur. Siz düzeltip doğru yolda bulunduktan sonra yolunu şaşıranlar size zarar veremez.

 

      Nefsini düzeltmek, ihlâslı ve kararlı bir kişilik kazanmak, büyük cihatta bir zaferdir ve her müslümanın görevidir. Eğer tam düzelmişse onu kimse saptıramaz, sapıtıyorsa da zaten tam olarak düzelmemiştir.

 

3) Teğabün 16 / 556 - O halde gücünüz yettiğince Allah’ a isyandan kaçının, dinleyin, itaat edin, kendi iyiliğinize olarak harcayın. Kim nefsin cimriliğinden korunursa, işte onlar kurtuluşa erenlerdir.

 

Her müslüman;

      a) Sürekli Kur’an ve gerekli bilgileri okuma ve olgunlaşma süreciyle,

      b) Kusurları düşünüp tevbeye devamla,

      c) İnfak ederek cimriliği yenmeye çalışmakla,

      d) Sürekli namaz ve Allah’ ın yardımı için dua etmekle,

      e) Her an Allah’ ın gördüğünü unutmamakla,

      f) Şirkten kaçınmakla nefis terbiyesine devam etmelidir.

 

4) Şuara 88 / 370 - O gün ne mal fayda verir ne de evlat. 89) Ancak Allah’ a kalbi selim (temiz kalp) ile gelenler (o gün fayda bulurlar).

 

Unutulmamalı ki;

      a) Mal ve evlat sorgulanmaya,

      b) Tertemiz bir kalp ise kurtuluşa götürecektir.

 

5) Ala 14 – 15 / 591 - (Şirk, günah ve cimrilikten) temizlenen, Rabbinin adını anıp da ona (kulluk eden) namaz kılan kuşkusuz kurtuluşa ermiştir.

 

Kurtuluş yoluna girenler;

      a) Günahlarına tevbe edenler,

      b) Günahlardan sakınmayı sürdürenler,

      c) Şirke karşı uyanık duranlar,

      d) Daima kalben Allah ile olanlar,

      e) Namazla iyiliği emretmeyi ve kötülüğü engellemeyi beraber yapanlar.

 

6) Araf 200 / 175 - Eğer şeytanın fitlemesi seni dürterse hemen Allah’ a sığın çünkü o işitendir, bilendir 201) Takvaya erenler var ya onlara şeytan tarafından bir vesvese dokunduğunda (Allah’ ın emir ve yasaklarını, azabını) hatırlayıp hemen gerçeği görürler.

 

Şeytan her ne zaman kötülüğe çağırırsa veya kalbe vesvese verirse; 

      a) Bu uyarıyı bilenler hemen Allah’ ı ve azabını düşünür, hemen Allah’ a sığınarak bu vesveseden kurtulmaya çalışır.

      b) Çünkü bu çağrıyı en iyi işiten, bilen şeytana ve kalplere hükmeden yalnız Allah’ tır.

 

7) Naziat 40 -  41 / 583 - Rabbinin makamından korkan ve nefsini kötü arzulardan uzaklaştıran için ise şüphesiz cennet yegâne barınaktır.

 

Allah’ ın hesabından ve azabından korkarak kötü arzulardan uzaklaşanın gideceği yer cennettir. 

 

8) Rad 28 / 251 - Bilesiniz ki kalpler ancak Allah’ ı anmakla (emir yasağına uymakla) yatışır ve huzur bulur. 29- İman edip, iyi işler yapanlara ne mutlu, varılacak güzel yurtlar da onlar içindir.

 

Allah kalpleri ancak;

      a) Kendini anmakla,

      b) Emirlerine uymakla,

      c) Yasaklarından kaçmakla huzur bulacak şekilde yaratmıştır.

      d) Çünkü günahlar yorucudur ve cehennem yolculuğu da çok masraflıdır. Buna karşı cennet yolculuğu ise çok sadedir.

 

9) Kasas 83 / 394 - İşte ahiret yurdu; biz onu yeryüzünde böbürlenmeyi ve bozgunculuğu arzulamayan kimselere veririz, en güzel akıbet takva sahiplerinindir.

 

Allah cennetini;

      a) Sahip oldukları mal, makam ve evlatla böbürlenmeyenlere,

      b) İnsanlar arasında kötülüğün ve bozgunculuğun yayılmasını istemeyenlere,

      c) Gizli ve açık günahlardan sakınanlara vereceğini vaat etmiştir.

 

10) Fecr 27 – 28 – 29 – 30 / 593 - Ey huzura kavuşmuş insan! Sen ondan hoşnut, o da senden hoşnut olarak Rabbine dön, (seçkin) kullarım arasına katıl ve cennetime gir (buyuracak).

 

Allah’ a iman, ibadet ve nefis terbiyesi sonunda tam bir tevekkülle huzura kavuşmuş olanların Allah’ tan hoşnut Allah’ ın da onlardan hoşnut olduğu iyi kullarla beraber cennete girecekleri müjdelenmektedir.

 

11) R. Salihin C 3- S 204- No 154 ( Tirmizi ) Ukbe b. Âmr (r.a)’ den; “ Ya Resulullah  (esas) kurtuluş nedir? ” dedim. Allah Resulü buyurdular ki: Dilinin sana zarar vereceği şeylerden alıkonması, evinin (geçimi, maddi ve manevi eğitimi) ile meşgul olman ve günahlarına ağlamandır.

 

H. Ş. göre kurtulacak olanlar;

      a) Dilin afetlerinden kaçınanlar,

      b) Helal kazançla evini geçindirmeye çalışanlar,

      c) Günahları için gözyaşı dökenler.

                      

12) R. Salihin C 3- S 206- No 1524 ( Müslim ) Ebu Hureyre (r.a)’ den Peygamber (sav) şöyle buyurdu: Gıybet nedir bilir misiniz? Ashap: Allah ve Resulü daha iyi bilir, dediler. Allah Resulü: Gıybet, senin müslüman kardeşini hoşlanmayacağı bir sözle anmandır buyurdu. Kendisine şayet söylenen şey, o kardeşimde varsa durum nedir, diye sorulduğunda, Allah Resulü: Eğer dediğin sıfat kardeşinde varsa bu gıybet olur, yok eğer hakkında söylediğin sıfat onda yoksa kendisine iftira etmiş olursun, buyurdu.

 

H. Ş. göre;

      a) Müslüman hem kendini, hem de bir başkasını gözden düşüren gıybetten kaçınmalı, 

      b) Konuşurken gıybeti yapılan bizi dinliyormuş gibi düşünerek konuşmalı,

      c) Çünkü anlatılan olay doğruysa gıybet, yanlışsa iftira olur.

 

Not: Gıybet uyuyan bir insanın üzerini açmaya benzer ki bu da çok ayıp bir harekettir. Ayrıca gıybet ısırdıkça zevk alan köpeksi ve yılansı bir yaklaşımdır. Kendisi gıybetten (bal yer gibi) zevk alırken karşıyı da sürekli incitmektedir. Kalbi kirletmemek yani nefis terbiyesi için gıybet ve benzerlerinden kaçınmalıdır.

 

13) T. Muhammediye S 320 ( Ebu Şeyh  ) Enes bin Malik (r.a)’ den Peygamber (sav) şöyle buyurdu: Hayâ perdesini atanın (mevcut hayâsızlığını anlatmak) bir gıybet sayılmaz.

 

Not: Bu açıklama rencide etmek için değil bu tür insanların tehlikesine karşı uyanık ve tedbirli olmak içindir.  

 

14) T. Muhammediye S 446 ( İbnu Ebi Dünya ) Aişe (r.anha)’ dan yaptığı rivayette Hz. Aişe diyor ki: Bu ümmet içinde peygamberinden sonra ilk meydana gelen yenilik devamlı tok bulunmaktır. Çünkü milletin karınları doyunca bedenleri yağlanır, kalpleri zayıflar ve şehvetleri galip gelir.

 

Not: Sürekli tok karınlı ve yağlı olmak nefis terbiyesine zıt düştüğü için iradeyi güçlendirmek ve nefse hâkim olmak zordur. Başarılı olmak için nefsin isteklerini kontrole almalıdır.

 

NEFİS TERBİYESİ YÖNÜNDEN MÜMİNİN ÖZELLİKLERİ NELERDİR? SORUSUNA

BU AYETLER VE HADİSLER IŞIĞINDA CEVAPLAR

 

1) Kalben ve tüm davranışları ile İslam’ a girer,

2) Nefsini düzeltmenin bir görev olduğunu bilir,

3) Nefsini tam düzeltince kimsenin kendisini saptıramayacağnın bilincindedir,

4) Gücü yettiğince isyandan kaçınarak itaat eder,

5) Nefsini cimrilikten temizlemek için infak eder,

6) Mahşere mal ve evlatla değil temizlenmiş kalple gelenlerin kurtulacağını bilir,

7) Şirkten ve günahlardan temizlenip Rabbini anıp da namaz kılanın kurtulacağını bilir,

8) Şeytanın vesvesesi gelince hemen Allah’ a sığınır,

9) Vesvese geldiğinde Allah’ ı ve azabını hatırlayarak o vesveseyi aşar,

10) Allah’ ın azabından korkarak nefsini kötü arzulardan uzaklaştırır,

11) Kalbinin haramlardan kaçmakla, helalleri yaşamakla ve Allah’ ı anmakla huzur bulacağını bilir,

12) Yaşamında böbürlenmekten ve bozgunculuk yapmaktan kaçınır,

13) Allah’ ın nefis terbiyesi ile huzura ermiş kullarına o gün “ Gir seçkin kullarım arasına, gir cennetime “ diye hitap edeceğini bilir ve bu kullar arasına girmek için nefsini terbiye etmeye çalışır,

14) H. Ş. göre kurtulacak olanlar dilin afetlerinden kaçınanlar, helal kazançla evini geçindirmeye çalışanlar, günahları için gözyaşı dökenler,        

15) H. Ş. göre müslüman hem kendini, hem de bir başkasını gözden düşüren gıybetten kaçınmalı, konuşurken gıybeti yapılan bizi dinliyormuş gibi düşünerek konuşmalı, çünkü anlatılan olay doğruysa gıybet, yanlışsa iftira olur,

16) Ayrıca hayâ perdesini atanın mevcut hayâsızlığını anlatmak bir gıybet sayılmaz,

17) Sürekli tok karınlı olmak nefis terbiyesine zıt düştüğü için iradeyi güçlendirmek ve nefse hâkim olmada başarılı olmak için nefsin isteklerini kontrole almalıdır.