KONUYU OKU
30. SAPAN VE SAPTIRANLAR
Saptıran Ve Saptırılanların Psikolojik Yapıları

SAPTIRAN VE SAPTIRILANLARIN PSİKOLOJİK YAPILARI

 

      SAPTIRANLARIN PSİKOLOJİK YAPILARI

      1) Genellikle;

      a) İnkâr ve maddi imkânlarından ötürü gurur duyan insanlardır.

      b) Sırtlarını güçlü bir yere dayayarak şeytani bir zevkle çalışırlar.

      c) Şeytan gibi gururlu ve üstünlük duygusuyla donanmışlardır.

      d) Köpeğin ısırmaktan, yılanın zehirlemekten haz duyması gibi bunların da uygarlaşma adına Allah’ a kafa tutmaktan zevk duyan sadist birer kişilikleri vardır.

      e) Bulaşıcı bir hastalığı olan kişinin hastalığını başkalarına bulaştırmaktan zevk duyması gibi bunlar da hastalıklı düşüncelerini başkalarına empoze etmekten zevk duyarlar. 

      f) Hem kaypaktırlar hem de kraldan beter kralcı bir tavırları vardır.

      g) Sürekli yakın çevresini eleştirir, suçlar, bunlara karşı kırıcı ve isyancı görünüme girerler. Hâlbuki kendileri namus ve organ ticaretini bile normal bir hizmet olarak değerlendirirler.

 

      2) Bilgileri;

      a) Temelsiz ve kulaktan dolmadır, zan ve ön yargıdan oluşmaktadır.

      b) Kendi zevklerini ve düşüncelerini kendilerine din edinmişlerdir.

      c) Ne kendi yerlerini, ne de savundukları fikri vahiy ile test etmişlerdir. 

      d) Reddettikleri hükmün ayet mi, hadis mi olduğunu ayırt edecek kadar bir bilgileri dahi yoktur. Örneğin Hz. Muhammed Kur’an’ da diyor ki diyerek ayet ve hadis farkını bile, bilemeyecek kadar cahildirler.

      e) İmanda mı, şirkte mi olduklarını bilmezler çünkü kafa vitesleri karışmıştır.

      f) İslam’ a inandıklarını söylerler fakat hükümlerini eleştirmekten de vazgeçmezler.

      g) Ellerinden gelse Allah’ a, kendi dinini öğretmeye kalkarlar.

      h) Ne acı ki bilmedikleri bir fikrin savunuculuğunu yaparlar.

 

3) Bulundukları konum gereği;

a) Milletin birçok kaynaklarını vahşi sırtlanlar gibi yağmalarlar,

b) Azgınlıkları engellenince, imtiyazları veya avantaları kesilince de irtica geliyor diye bağırırlar,

c) Bu nedenle nasihate ihtiyaç duymazlar,

d) Konumlarını kaybetmemek için hakkın duyulmasını engellerler,

e) Mide ve şehvetlerinin zavallı birer köleleri olduğunu bilmezler.

 

4) Saptırdıkları insanların;

a) Ömürlerini, zamanlarını, paralarını ve her şeylerini hoyratca kullanırlar,

b) Halkın uyanmasını, yükselmesini ve kendi seviyelerine çıkmasını da istemezler,

c) Örneğin;

                  a) Hz. İsa’ nın yolundan ayrılan ve Teslis inancını gerçek Hıristiyanlık zanneden beyaz Hıristiyanlar zencileri Hıristiyanlaştırmışlardır,

                  b) Fakat zenci Hıristiyanlar en ünlü sporcu veya müzisyen de olsalar da beyazların gözünde 1. sınıf vatandaş olamamışlardır,

                  c) Papaz da olsa genellikle beyaz kadınlarla evlenmelerine bazı istisnalar hariç pek müsaade edilmemektedir,

                  d) Ve zenciler kim ve hangi statüde olursa olsun daima 2. sınıf vatandaş olarak kabul etmişlerdir.

      d) Oysa İslam da herkes eşittir, sınıf-renk farkı yoktur. En açık örneği, her renk ve sınıfın birlikte haccetmeleri, aynı safta namaza durmaları gibi ayrıca kıvırcık saçlı, kesik burunlu da olsa zencilerin imamlık ve idaredeciliğine itaat emredilmiştir.

 

5) Saptıran insanlardan bazıları rakiplerine çamur atarak ve gözden düşürerek ayakta kalmaya çalışırlar, acımasızlıklarını ve saldırganlıklarını da uyanıklık zannederler;

a) Saptırmayı sürdüren mutlu azınlık (örneğin Batı ve benzeri toplumlarda aristokratlar, kraliyet, prenslik veya daha başka asiller sınıfı olarak gururlu ve şatafatlı bir şekilde Allah’ tan uzak olarak yaşamayı kendi halklarına bile imrendirerek sürdürenler); 

a) Saptırdıkları insanların uyanmasına fırsat vermezler,  

b) Ve toplumun yeraltı ve yerüstü kaynaklarını yağmalamada birbirleri ile yarış ederler,

c) Saptırdıkları insanları vur patlasın çal oynasın düşüncesinden oluşan bir yaşam içine çekerler,

d) Bu şekilde sürekli onları oyalamaya ve uyandırmamaya çalışırlar,

e) Çünkü onların uyanışı yangını başlatan bir kıvılcımdan daha tehlikelidir. 

b) Bu nedenle;

                  a) Ya menfaatinin kaybolmasından,

                  b) Ya kullandıkları insanların kendilerini terk etmesinden,

                  c) Ya bir gün ezilenlerin öfkelerinin boğucu bir sele veya yangına dönmesinden,

                  d) Ya da hesap sormalarından korkarak her an yakalanma korkusu ile gezen suçlu gibidirler.

e) Buna fırsat vermemek için uyandırılan ve uyananları tehlikeli veya potansiyel suçlu olarak damgalamakla korkutmakta ve güçleri yettiğince önlerini tıkamaktadırlar.

       

6) Özgürlüklerinin kısılmasını istemeyenleri;

a) İsyancı sayarlar,

b) Onlara kin duyarlar, alt tabakaya iterler.

c) Hatta onları yok etmeye çalışırlar,

d) Çünkü özgürlük, izzet ve şerefi cinayet sayarlar.

 

Sonuç olarak;

a) Mustazaflar yani ezilenler uyutularak, beyinleri felç edilerek bir nevi dilendirilen insanlar,

b) Müstekbirler yani sömürenler ise bir elinde sopa, diğerinde zincir bulunan sadist bir çoban mantıklı insanlardır. Yılanın başını küçükken ezmeli sözünü çok kullanarak uyananların ez kafasını, ya da ver mahkemeye sürüm sürüm süründür derler,

c) Saptırıcı insanlar çıkarları uğruna oluşturdukları uyuşturucu ortamın devamını isterler.

d) Saptırıcı insanların ömürleri azaldıkça günahları çoğalır.

e) İnsanlar hayâ ve edebe büründükçe göz zevkleri engelleneceği için hırçınlaşırlar.

f) Tüm saptır olarak gururlu ve şatafatlı bir şekilde Allah’ tan uzak olarak yaşamayı kendi halklarına bile imrendirerek sürdürenler); 

a) Saptırdıkları insanların uyanmasına fırsat vermezler,  

b) Ve toplumun yeraltı ve yerüstü kaynaklarını yağmalamada birbirleri ile yarış ederler,

c) Saptırdıkları insanları vur patlasın çal oynasın düşüncesinden oluşan bir yaşam içine çekerler,

d) Bu şekilde sürekli onları oyalamaya ve uyandırmamaya çalışırlar,

e) Çünkü onların uyanışı yangını başlatan bir kıvılcımdan daha tehlikelidir. 

b) Bu nedenle;

                  a) Ya menfaatinin kaybolmasından,

                  b) Ya kullandıkları insanların kendilerini terk etmesinden,

                  c) Ya bir gün ezilenlerin öfkelerinin boğucu bir sele veya yangına dönmesinden,

                  d) Ya da hesap sormalarından korkarak her an yakalanma korkusu ile gezen suçlu gibidirler.

e) Buna fırsat vermemek için uyandırılan ve uyananları tehlikeli veya potansiyel suçlu olarak damgalamakla korkutmakta ve güçleri yettiğince önlerini tıkamaktadırlar.

       

6) Özgürlüklerinin kısılmasını istemeyenleri;

a) İsyancı sayarlar,

b) Onlara kin duyarlar, alt tabakaya iterler.

c) Hatta onları yok etmeye çalışırlar,

d) Çünkü özgürlük, izzet ve şerefi cinayet sayarlar.

 

Sonuç olarak;

a) Mustazaflar yani ezilenler uyutularak, beyinleri felç edilerek bir nevi dilendirilen insanlar,

b) Müstekbirler yani sömürenler ise bir elinde sopa, diğerinde zincir bulunan sadist bir çoban mantıklı insanlardır. Yılanın başını küçükken ezmeli sözünü çok kullanarak uyananların ez kafasını, ya da ver mahkemeye sürüm sürüm süründür derler,

c) Saptırıcı insanlar çıkarları uğruna oluşturdukları uyuşturucu ortamın devamını isterler.

d) Saptırıcı insanların ömürleri azaldıkça günahları çoğalır.

e) İnsanlar hayâ ve edebe büründükçe göz zevkleri engelleneceği için hırçınlaşırlar.

f) Tüm saptırıcılar Firavun’ ların ve Ebu Leheb’ in, İslam’ ı yok etmek için tüm mal ve altınlarını harcayan ve mahşere merkep yuları gibi bir iple ile gelecek olan Ümmi Cemil’ in takipçileridir.

g) Bir fasık; cömert ve sıcakkanlı, olmasına rağmen eğer bir müslüman da bilerek veya bilmeyerek cimrilik, kabalık ve haksızla tanınıyorsa bozucu yönde rol oynar ki bundan önemle kaçınmalıdır.

h) Ayrıca çok çalıştırıp az ücret verenler, âlim görünüp fasık yaşayanlar, iyileri zelil edip kötüleri onurlandıranlar buğday yerine diken ekmiş olurlar ki kendilerine ve insanlarına yazık etmiş olurlar.