KONUYU OKU
ARAŞTIRMALAR (GÜNCEL KONULAR)
76. ADALET BİLİNCİ

ADALET BİLİNCİ

 

İnsanlar eğitilen birer varlık olduğu için ayrıca her şey için eğitim gerektiği gibi adalet bilinci için de eğitim gerekmektedir. Birçok hareket ferdi özellik taşısa da adalet evrensel bir karakter taşımaktadır. Bir insanın ibadeti bile kendini ilgilendirirken adaletli veya adaletsiz olması çevresini hatta uzaktaki insanları bile pis koku gibi etkilemektedir. Bir yerde adalet varsa orada rezalet olmuyor. Eğer adalet gecikirse orada adaletsizlik başlıyor. Adalet güneşli güzel bir havaya, adaletsizlikte kara bulutlarla kaplı havaya benziyor.

Hz. Ömer'in “insanların ilmine, ibadetine, şöhretine değil de önce dürüstlüğüne bakmalı” dediği gibi insanlar da genellikle birbirinin babası bile olsa zamanla adaletli veya adaletsiz davranışlarıyla değerlendirirler. Değerlendirdikleri insan adaletli ise onu mükemmel ve asil olarak görürler.

Bir toplumda da adalet varsa gıda gibi besler, demir ve çimento gibi toplumu birleştirir. Adalet yoksa deprem gibi yıkıcı olur.

Ülkeler nice zaferlerle kazanılsalar da ancak adaletle iç barışı sürdürebilirler. Çünkü adalet silahtan daha etkilidir. Adalet yoksa silah, derinleşen kaosu önleyemez, haksızlıklar öfkeye dönüşür ve gün gelir sel gibi taşarsa, orada horlanan ve kompleksli insanlar de hâkim olursa o zaman önceleri itibar gören hâkimler de mahkûm olabilirler. Zira kuzular kurtların eline düşerse orada ne sevgi, ne saygı, ne merhamet ne de adalet beklenemez. Bu nedenle yalnız iyi düşünmek, iyi olmak yetmiyor adaleti canlı ve güçlü olarak ayakta durmak gerekiyor.

Bir toplulukta adalet olmayınca orada insanın değeri de olmuyor. Buna karşı bir yerde adalet varsa orada da şecaate de lüzum kalmıyor.

Bir yere adalet gelirse medeniyette geliyor, adalet giderse çok sürmüyor medeniyette felç oluyor. Örneğin ağaç kurdu ağaca girince tedbir alınmazsa ağaç çürüyor ve zamanla kuruyor, mikrop bedene girince tedavi olmazsa öldürüyor, bir gemide de delik açılmış su giriyor ve önlenemiyorsa geminin batması gibi toplumda da adaletsizlikler yayılıyor ve önlenemiyorsa toplum gemisi de tüm çığlıklara rağmen batıyor ve gidiyordur.

 Bir toplumda dine ilgisiz olan bir liderin adaleti varsa sevgi seli oluştururken dine saygılı ama adaleti yoksa onun zulmü akrep ve yılan zehrinden çok daha acı verici oluyor. Bu nedenle dindar veya dine saygılı babalar, idareciler veya hüküm verenler her iş veya uygulamalarında veya başkalarıyla ilgili kararlarında iki tarafı da dinleyerek daha adaletli olmaya özen göstermelidirler. En alt tabakadan en üst tabakaya kadar suçlu kim olursa olsun gerekiyorsa cezasını vermelidirler yoksa güçlü veya üst makam sahibi diye ceza verilmezse suçlular şımarır zayıf ve mağdur olanlar da o gelecekten ümidini keserler. Zulmün hüküm sürdüğü toplumlar mezbehaneye döner, insanlar taşkınlaşır ve kimse kimseye saygı duymaz olunca artık o toplum önceki benzerleri gibi çökebilir. Zira adaletsiz insanlar çürük taşlara benzedikleri için ne kadar çok olsalar da sağlam bir duvar oluşturamazken adaletli insanlar kalpten öte karıncayı bile ezmemekle toplumlarda huzur ve istikrarın sigortası oluyorlar.

Tarihe bir bakarsak birçok uygarlıklar gelip geçmiş, nice ihtilallar olmuş ama ihtilallar halktan çok hükümetlerin hatalarından olmuşsa da bedelleri genellikle hep halk ödemiştir. Bu nedenle halk mezbahaneye götürülen koyunlara benzememeli varsa haksızlığa karşı meşru yollardan itiraz etmeli ve çözüm sunmalıdır. Yine tarih boyunca kuvveti olmayan adalet acizliğe düşmüş, iman ve adalete dayanmayan kuvvet te zalimlik yapmıştır.

 

            Neml 34- (Padişah Belkıs yardımcılarına şöyle) dedi: Doğrusu padişahlar bir memlekete girdikleri zaman orasını perişan ederler ve halkının şerefli kimselerini (öldürerek, esir ederek, mal ve mülklerini yağma ederek) zelil kılarlar. İşte bunlar da böyle yaparlar.

 

                Not: Soğuk kalpten sıcak söz çıkmadığı gibi kompleksli ve zalim yöneticilerden de adaletli bir uygulama beklenmemelidir. Dikkat edersek Neml 34 sonunda “Bunlar hep böyle yapar” buyrularak onların hep ezdikleri ve gözden düşürdüklerine dikkat çekilmektedir.

 

Bu durumda toplumun huzuru ve refahı yalnız ekonomi ile değil bilhassa gelişme adaletle mümkündür. Çünkü adalet, nimetleri ve işin ehlini yerine ulaştırmaktır. Adalet olmayan ülkede taşlar yerine oturmaz ve özellikle düşünenler de pek de hür sayılmazlar. Hâlbuki adaletli toplumlar sıra dağlara benzer hiç bir muhalif rüzgâr onları sarsamaz. Buna karşı bir yerde çığlık ve sefalet varsa orada mutlaka adaletsizlik var demektir.

Bir kurumda eşitlik adına oturana da çok çalışana da aynı ücret veriliyorsa orada adaletsizlikten bahsedebiliriz. Ama yine bir kurumda çalışanların işinin önemine, yoğunluğuna ve emeğine göre gönül rahatlatıcı bir ücret verilirse orda adaletten bahsedebiliriz.

Adaletsiz güç daima zalim ve değersizdir, halkı da karamsardır. Adaletsiz ülke dikenli bir uçurumu andırır. Adalet ise herkese ümit ve teselli verdiği için adaletli toplum da çağlayan bir su kenarında olgun meyveli, serin gölgeli bir bahçeyi çağrıştırmaktadır.

 

                Sonuç olarak

Daha ahlaklı ve daha adaletli olmak için aşağıdaki ayetleri göz önünde tutarak yaşamalıyız.

 

Maide 2- ... İyilik etmek ve fenalıktan sakınmak hususunda birbirinizle yardımlaşın, günah işlemek ve haddi aşmak üzerinde yardımlaşmayın. Allah’tan korkun, çünkü Allah’ın azabı çok şiddetlidir.

Maide 32- … Kim katil olmayan ve yeryüzünde fesat çıkartmayan bir kişiyi öldürürse, bütün insanları öldürmüş gibi olur. Kim de bir adamın hayatını kurtarırsa, sanki bütün insanların hayatını kurtarmış gibi olur.