KONUYU OKU
ARAŞTIRMALAR (GÜNCEL KONULAR)
70- KUR’AN’IN İCAZI (EŞSİZLİĞİ VE BENZERİNİN ASLA YAPILAMAYACAĞI)

KUR’AN’IN İCAZI (EŞSİZLİĞİ VE BENZERİNİN ASLA YAPILAMAYACAĞI)

 

Hud 13- Yoksa Kur’an’ı kendisi uydurdu mu? diyor müşrikler? O halde şöyle de: Haydin onun gibi uydurma on sure getirin ve bunun için Allah’tan başka gücünüzün yettiğini de çağırın. Eğer doğru söylüyorsanız, bunu yaparsınız. 14- Yok, eğer yardıma çağırdınız kimseler size (ey müşrikler) cevap veremedilerse artık bilin ki Kur’an ancak Allah’ın ilmi ile indirilmiştir ve ondan başka ilâh yoktur. Artık müslüman oluyor musunuz?

 

Bakara 23- Eğer kulumuza (Hz. Muhammed a.s.) indirdiğimiz Kur’an’dan şüphede iseniz haydi siz de onun benzerinden (fesahat ve belâgatte ona eş) bir sure getirin ve Allah’tan başka şahitlerinizi (putlarınızı, şair ve âlimlerinizi) de yardıma çağırın şayet (Bu beşer kelâmıdır) sözünde sadık (doğru söyleyen) kimseler iseniz... 24- Bunu yapamazsanız (bir sureye eş getiremezseniz) -ki hiç bir zaman yapamayacaksınız- artık o ateşten sakının ki onun tutuşturucu odunu (kâfir) insanlarla taşlardır. O (ateş) kâfirler için hazırlanmıştır.

 

Yunus 37- Bu KUR’AN Allah’ındır, ondan başkasına nispet edilemez. Ancak o, önündekini (daha önce indirilen kitapları) tasdik edici ve kitabın hükümlerini açıklayıcı âlemlerin Rabbinden indirilmiştir, bunda hiç şüphe yoktur. 38- Yoksa KUR’AN’ ı Peygamber mi uydurdu diyorlar? Resulüm, de ki: O halde, iddianızda sadık kimselerseniz O’nun gibi bir sure yapın, getirin ve Allah’tan başka gücünüzün yettiği (edîb, beliğ) kim varsa onları da yardıma çağırın. 39- Hayır, o kâfirler, ilmini kavrayamadıkları Kur’an’ı yalanladılar ve kendilerine, hakikat ve inceliği hakkında bir anlayış da gelmedi. Onlardan önce gelen ümmetler de Peygamberlerini, işte böyle yalanlamışlardı. Amma bak, zalimlerin akıbeti nasıl oldu!...

 

İsra 87- Fakat Kur’an’ı kalbinde ezberlemen ancak Rabbinin bir ihsanıdır. Gerçekten O’nun, senin üzerindeki ihsanı çok büyüktür. 88- Ey Resulüm, de ki: Yemin olsun, eğer insanlar ve cinler bu Kur’an’ın benzerini getirmek üzere toplansalar, birbirlerine yardımcı da olsalar, yine onun benzerini getiremezler. 89- Yemin olsun ki biz bu Kur’an’da insanlar için her çeşit manayı tekrar ettik. Fakat insanların çoğu kabulden yüz çevirdi, ancak küfrü seçti.

 

Tur 32- Yoksa (Hz. Peygambere kâhin ve mecnun demekle) bu tenakuzu onlara akılları mı emrediyor. Yoksa azgın bir kavim midirler? 33- Yoksa o Kur’an’ı kendisi mi uydurup söyledi diyorlar? Hayır, (iş dedikleri gibi değil, sırf inat ve inkârlarından dolayı) iman etmezler. 34- Haydi Kur’an gibi bir söz getirsinler eğer doğru söyleyenlerse... 35- Yoksa kendileri Hâlık’sız mı yaratıldılar? Yoksa onlar (kendi nefislerini) yaratıcılar mıdırlar? 36- Yoksa gökleri ve yeri mi yarattılar? Hayır, (onlar hakkı gerçek olarak) anlamazlar. 37- Yoksa Rabbinin hazineleri onların yanında mı? Yoksa onlar mı her şeye hâkim olmuşlar? 38- Yoksa onların bir merdiveni var da (göğe yükselip meleklere vahyedilen sözü) ondan mı dinliyorlar? Öyle ise dinleyicileri, (dinlediklerini ispat edecek) açık bir delil getirsin.

 

Not: Kur’an’ın;

1. Bir benzerinin imkânsızlığı ve büyük bir haber oluşu,

2. Kolay anlaşılması, ezberlenmesi ve böylece binlerce hafız yetişmesi,

3. İçtenlikle okuyan ve dinleyenleri ruhen ve bedenen etkilemesi ve kalbi yumuşatması,

4. Okudukça müminin ahlakını güzelleştirmesi ve olgunlaştırması,

5. İlmi verilerle paralelliği,

6. Güncelliğini kesinlikle kaybetmeyip bilakis zaman geçtikçe etkisinin artması,

7. Hz. Musa’nın asası gibi hileleri bertaraf etmesi,

8. Hz. Nuh’un gemisi gibi kendine koşanların kurtuluşuna vesile olması bakımından bir mucizedir.

 

Kur’an’a karşı söz ve davranışla karşı gelenler ise er veya geç aciz kalmışlar ve zelil olmuşlardır.

Hâlbuki Kur’an hem kendisinin benzersiz oluşu gibi bir de Kur’an eğitimiyle yetişen insanın bir benzerini hiçbir eğitim kurumu yetiştirememiştir. Bunun ispatı için birkaç ayetle örnek verirsek;

 

Nahl 90- Muhakkak ki Allah, adaleti, ihsanı ve akrabaya vermeyi emrediyor. Zinadan, fenalıklardan ve insanlara zulüm yapmaktan da nehyediyor. Size böyle öğüt veriyor ki benimseyip tutasınız.

Not: Yukarıdaki ayet öğüt, aşağıdakiler de Kur’an’la inşa olan müminlerin özellikleridir.

İnsan 7- (Cennetlik olan iyi insanlar, o kimselerdir ki dünyada) adaklarını yerine getirirler ve azabı salgın olan bir günden korkarlar. 8- Yoksula, yetime, esire seve seve yemek yedirirler. 9- (Sonra onlara şöyle derler): Size ancak Allah rızası için yediriyoruz. Sizden ne bir hediye isteriz ne de bir teşekkür. 10- Çünkü biz Rabbimizden korkarız, bed çehreli, çatık suratlı bir günün azabından... 11- Allah da onları, o günün azabından korur ve kendilerine güzel bir yüz ve sevinç verir.

 

Hucurat 15- Müminler ancak o kimselerdir ki Allah’a ve Peygamberine iman etmişlerdir, sonra (imanlarında) şüpheye düşmemişler ve Allah yolunda mallarıyla, canlarıyla savaşmışlardır. İşte böyle kimseler, imanlarında sadık olanlardır.

 

Ahzap 23- Müminlerden öyle erkekler vardır ki Allah’a verdikleri sözde sadakat ettiler. Kimi (şehit oluncaya kadar dövüşeceğine dair) adağını ödedi (şehit oldu), kimi de (şehit olmayı) bekliyor. Onlar asla verdikleri sözü değiştirmediler.

 

Haşr 10- Onlardan (Muhacirlerle Ensar’dan) sonra gelenler şöyle derler: Ey Rabbimiz! Bizi ve iman ile bizden evvel geçmiş olan kardeşlerimizi bağışla, iman etmiş olanlar için kalplerimizde bir kin bırakma.                 Ey Rabbimiz! Muhakkak ki sen, Rauf’sun; çok şefkatlisin, Rahim’sin; çok merhametlisin.

 

Not: En katı toplumdan bu özelliklere sahip sahabelerin ve onları takip edenlerin yetişmesi Kur’an’ın her yönden eşsizliğinin bir işaretidir.

 

İCAZ KONUSUNUN ÇAĞRIŞTIRDIĞI AYETLER

 

Yunus 15- Böyle iken ayetlerimiz, müşriklere birer açık delil olarak okunduğu zaman karşımızda hesap vermeyi ummayanlar “Bundan başka bir KUR’AN getir veya bunu değiştir” dediler. Sen de ki: Onu kendiliğimden değiştirmem, benim için mümkün değil. Ben, ancak bana vahyolunana uyarım. Ben, Rabbime isyan edersem, gerçekten büyük bir günün (kıyametin) azabından korkarım.16- De ki: Eğer Allah dileseydi ben Kur’an’ı size okumazdım ve hiç bir suretle Allah onu size bildirmezdi. Bilirsiniz ki ben içinizde bundan önce (kırk yıl kadar) bir ömür durdum (okuyup yazdığım bir şey yoktur). Artık Kur’an’ın kendi tarafımdan olmadığını (sırf Allah’ın vahyi bulunduğunu) düşünmez misiniz?

 

Müminun 71- Eğer Allah, onların keyiflerine tabi olsaydı göklerle yer ve bunlarda bulunan kimseler muhakkak fesada uğrardı (âlem bozulurdu). Hayır, biz onlara, izzet ve şerefleri olan Kur’an’larını getirdik de onlar, şereflerinden yüz çeviriyorlar.

 

Enam 115- Rabbinin emir ve yasakları, doğruluk ve adalet yönünden tamam oldu. Onun kelimelerini değiştirebilecek hiç bir şey yoktur. Allah, onların dediklerini hakkıyla işiticidir, gizlediklerini de kemaliyle bilicidir.

 

Enam 156- (Ey Mekke’liler! Siz): Bizden önce Yahudilerle Hıristiyanlara indirilen kitap, konuştuğumuz dilde olmadığından onu okumaktan gafilleriz, derdiniz. Bunu dememeniz (için lisanınız üzere KUR’AN’I gönderdik.) 157- Yahut: “Bize de kitap indirilseydi, muhakkak onlardan daha fazla hidayette bulunurduk”, demeyesiniz diye indirdik. Size, Rabbinizden bir beyan, bir hidayet ve bir rahmet geldi. Artık Allah’ın ayetlerini inkâr eden ve onlardan yüz çevirenlerden daha zalim kimdir? Elbette biz, ayetlerimizden yüz çevirenleri, bu kabahatleri yüzünden azabın en kötüsü ile cezalandıracağız.

 

Ankebut 48- Sen bundan önce (Kur’an’ın nüzulünden evvel inen kitaplardan) hiç bir kitap okur değildin ve elinle de onu yazmazdın. (Eğer okuryazar olmuş olsaydın), o vakit müşrikler, (Kur’an’ı başkasından okuyup yazdın ve öğrendin diye) elbette şüphelenirlerdi. 49- Fakat o Kur’an kendilerine ilim verilmiş kimselerin (âlimlerin, hafızların) kalplerinde ışıldayan apaçık ayetlerdir. Bizim ayetlerimizi ancak zalimler inkâr eder. 50- (Nitekim Mekke kâfirleri şöyle) dediler: O’na (Peygambere Musa’nın asası gibi) mucizeler indirilse ya. (Ey Resulüm, onlara) de ki: O mucizeler ve ayetler, hep Allah’ın katındadır. Ben sadece açık ifade ile korkutucu bir peygamberim. 51- Sana indirdiğimiz bu Kur’an, o mucize isteyenlere karşı okunup dururken (hâlâ mucize olarak) kendilerine kâfi gelmedi mi? Şüphesiz ki Kur’an’da, iman edecek bir millet için büyük bir rahmet ve bir öğüt var.

 

Nisa 82- Onlar, hâlâ Kur’an’ın Allah kelâmı olduğunu ve manasını düşünmeyecekler mi? Eğer o, Allah’tan başkası tarafından olsaydı, muhakkak ki içinde birbirini tutmayan birçok söz ve ifadeler bulurlardı.

 

Şura 52- (Ey Resulüm) işte sana böyle emrimizden bir ruh (Kur’an) vahyettik. (Hâlbuki daha önce) sen kitap nedir, iman nedir bilmiyordun. Fakat biz o kitabı bir nur yaptık. Onunla kullarımızdan dilediğimize hidayet vereceğiz ve muhakkak ki sen, doğru bir yola (İslâm’a) çağırıyorsun.

 

Hakka 40- Şüphesiz o Kur’an, kerim bir peygamberin (Allah’tan) getirdiği sözdür. 41- O, bir şair sözü değildir. Siz, pek az inanıp tasdik ediyorsunuz. 42- Bir kâhin sözü de değildir. Siz pek az düşünüyorsunuz. 43- O, âlemlerin Rabbinden indirilmedir. 44- Eğer o Peygamber, bazı sözler uydurup bize isnat etmeğe kalkışsaydı, 45- Elbette biz O’nu kuvvetle yakalar ve O’ndan intikam alırdık. 46- Sonra da muhakkak O’nun kalp damarlarını keserdik (boynunu vururduk). 47- O vakit, sizden hiç biriniz O’na siper de olamazdınız.  48- Gerçekten o Kur’an, takva sahipleri için bir öğüttür. 49- Doğrusu, biz de biliyoruz ki sizden inanmayanlar var. 50- Muhakkak ki o Kur’an, kâfirler için bir pişmanlıktır (kıyamet günü, Kur’an’a iman etmediklerinin nedametini çekeceklerdir). 51- Muhakkak o Kur’an, şüphe götürmez bir gerçektir. 52- O halde (Ey Kerim Resul), yüce Rabbini ismiyle tespih et.                                                                                                                                                                                                              

Zümer 23- Allah, kelâmın en güzeli olan Kur’an’ı, (icaz, hikmet ve belâğatta) ayetleri birbirine benzer, mükerrer (kıssa ve öğütlerle dolu) bir kitap halinde indirdi. Öyle ki Rablerinden (iç duygusu ile) korkanların derileri ondan ürperir. Sonra derileri de, kalpleri de Allah’ın zikrine (dönerek rahmet ayetleriyle) yumuşar. İşte bu Kitap, Allah’ın (insanlar için gönderdiği) rehberidir. Allah onunla dilediğine hidayet verir. Kimi de Allah saptırırsa artık ona hidayet edecek yoktur.

 

Nahl 64- Ey Resulüm, bu Kur’an’ı sana ancak insanların ayrılığa düştükleri din işlerini beyan etmek için ve iman edecek kimselere bir hidayet, bir rahmet olsun diye indirdik.

 

Araf 3- Rabbinizden size indirilen Kur’an’a uyun (emirlerine ve hükümlerine bağlanın). Allah’tan başka dostlar edinip onlara uymayın. Siz ne az düşünüyorsunuz!

 

İsra 82- Biz Kur’an’dan öyle ayetler indirmekteyiz ki müminler için şifa ve rahmettir. Zalimlerin de ancak sapıklığını artırır.

 

Yasin 11- Sen ancak Kur’an’a tâbi olan, onunla amel eden ve görmediği Rahman’a içten saygı besleyen kimseyi sakındırırsın. İşte onu hem bir mağfiretle (dünyadaki günahlarının bağışlanmasıyla), hem de iyi mükâfatla (cennetle) müjdele.

 

İsra.105- Biz, bu Kur’an’ı hakkı tespit için indirdik ve o hikmet ile indi. Seni de ancak itaatkârları müjdeleyici ve asileri korkutucu olarak gönderdik. 106- Hem onu, bir Kur’an olarak ayetlere ayırdık ki insanlara dura dura okuyasın. Biz, onu yavaş yavaş (ve ayet ayet yirmi üç yılda) indirdik. 107- (Ey Resulüm) de ki: İster ona inanın ister inanmayın (bu tutumunuz, Kur’an’ın kemalini değiştirmez.) çünkü Kur’an’dan önce kendilerine Tevrat’la, ahir zaman Peygamberinin vasfına dair ilim verilenlere karşı Kur’an okunduğu zaman yüzleri üstü secdeye kapanıyorlar. (Allah’a şükrediyorlar). (*) Dikkat! Secde ayetidir. 108- Ve şöyle diyorlar: Rabbimizi tenzih ederiz (vaadini yerine getirir). Gerçekten Rabbimiz vaadi yerine getirilmiş bulunuyor. 109- Hem ağlayarak yüzleri üstü secdeye kapanıyorlar, hem de bu Kur’an’ı işitmek, onların kalp yumuşaklığını artırıyor.

 

Taha 1- Tâ. Hâ. 2- (Ey Resulüm) Kur’an’ı sana eziyet çekesin diye indirmedik. 3- Ancak Allah’tan korkan kimseye bir öğüt için.

 

Sad 29- Sana indirdiğimiz bu Kur’an, hayır ve bereketi çok bir kitaptır. Ta ki ayetlerini düşünsünler ve akıl sahipleri ibret alsınlar.

Zuhruf 44- Muhakkak ki o Kur’an, hem senin için hem kavmin için bir şereftir. İleride de (kıyamet günü onun hakkını yerine getirip getirmemekten) sorumlu olacaksınız.

 

İbrahim 52- Bu Kur’an, insanlara açık bir tebliğdir. Bununla hem korkutulsunlar, hem Allah’ın ancak tek bir ilâh olduğunu bilsinler hem de temiz akıl sahipleri düşünüp öğüt alsınlar...

 

Tarık 13- Muhakkak o Kur’an (hak ile batıl arasını) ayırt eden kesin bir hükümdür. 14- O, bir eğlence değildir.

 

Enfal 2- Gerçek müminler, yalnız o kimselerdir ki Allah anıldığı zaman kalpleri korkarak ürperir, onlara ayetleri okunduğu zaman imanlarını artırır ve onlar yalnız Rablerine tevekkül ederler.  

 

Enam 38- Yerde yürüyen hayvan ve iki kanadıyla uçan kuşlardan hepsi (yemek, içmek, zikretmek hususunda) ancak sizin gibi ümmetlerdir. Biz O kitapta (Kur’an veya Levhi Mahfuzda) hiç bir şeyi noksan bırakmadık. Sonra, ancak Rablerine toplanıp getirilirler.

 

Sebe 6- Kendilerine ilim verilmiş olanlar (ashap), görüyorlar ki Rabbinden sana indirilen Kur’an hakkın kendisidir ve O, hamde lâyık, her şeye galip olan Allah’ın yolunu (dinini) gösteriyor.

 

Ali İmran 7- Sana Kur’an’ı indiren O’dur. Bunun bir kısım ayetleri açık ve kesindir. Bunlar Kur’an’ın esasıdır. Diğer bir kısım ayetler de vardır ki, (onların manası sizce anlaşılmaz) müteşâbihtirler. İşte, kalplerinde şüphe bulunanlar, fitne aramak ve teviline gitmek için Kur’an’ın müteşâbih ayetlerine uyarlar. Hâlbuki o müteşabihin tevilini yalnız Allah bilir. İlimde kökleşmiş ve metin olmuş kimseler ise “Biz ona (manası anlaşılmayan müteşabihe) inandık; açık ve kapalı bütün ayetler Rabbimiz tarafındandır” derler. Bunları ancak akılları tam olanlar iyice düşünür.

 

Enam 25- Müşriklerden bazıları, seni Kur’an okurken dinlerler fakat biz, kalplerine, onu anlamalarına engel perdeler ve kulaklarının içine de ağırlık (sağırlık) koyduk. Onlar, her mucizeyi görseler, yine de ona iman etmezler. Hatta o kâfirler, sana geldikleri zaman, seninle çekişerek şöyle derler: Bu Kur’an, eskilerin masallarından başka bir şey değildir!

 

Not: Kur’an’ı iyi niyetle dinlemeyenler onu anlayamazlar.

 

İsra 9- Gerçekten bu Kur’an, insanları en doğru yola iletir ve salih ameller işleyen müminlere de kendileri için büyük bir mükâfat olduğunu müjdeler.

 

Hicr 9- Hiç şüphe yok ki Kur’an’ı biz indirdik ve muhakkak ki onu, tahrif ile tebdilden (değişikliğe uğramaktan) biz koruyacağız.

 

Bakara 185- O sayılı günler Ramazan ayıdır ki Kur’an o ay içinde indirilmiştir. O Kur’an, insanları hakka ulaştırır, helâl ile haramda ve din hükümlerinde hakkı batıldan ayırır…

 

Enbiya 10- (Ey Kureyş topluluğu) size öyle muazzam bir kitap indirmişiz ki (iman ettiğiniz takdirde) bütün şerefiniz ondadır. Hâlâ akıllanmayacak mısınız?

 

Fatır 32- Sonra biz Kur’an’ı kullarımızdan (diğer ümmetler üzerine) seçtiklerimize, (Hz. Muhammed a.s.’ın ümmetine) miras kılmaya hüküm verdik. Onlardan da kimi (Kur’an’la amelde kusur etmekle) nefislerine zulüm edicidir, kimi kötülük ve iyiliği müsavi gidendir, kimi de Allah’ın izniyle hayırlarda ileri geçendir. İşte bu (Kur’an’a varis olmak), büyük ihsandır.

 

Kamer 17- Andolsun ki biz Kur’an’ı düşünüp öğüt almak için kolaylaştırdık fakat düşünen mi var?

         

Şuara 210- Kur’an’ı (müşriklerin zannettiği gibi) şeytanlar indirmedi. 211- Kur’an’ı indirmek, onlara uygun düşmez hem de buna güçleri yetmez. 212- Şeytanlar, vahyi işitmekten kesin olarak menedilmişlerdir.

 

Fussilet 52- (Ey Resulüm) de ki: Söyleyin bakayım (ey kâfirler) eğer o Kur’an, Allah tarafından olup da sonra siz onu inkâr etmişseniz haktan çok uzak bir ayrılığa düşenden daha şaşkın kim olur? 53- İleride biz o Mekke halkına, hem yeryüzü etrafında, hem bizzat nefislerinde ayetlerimizi (kudretimizin alâmetlerini) öyle göstereceğiz ki nihayet Peygamberin söylediği şeyin hak olduğu kendilerine zahir olacaktır. Rabbinin her şeye şahit olması yetmez mi?

 

İsra 45- Sen Kur’an’ı okuduğun zaman biz seninle ahirete inanmayanların arasına görünmez bir perde çekeriz (böylece seni göremezler ve sana bir zarar veremezler). 46- Ve kalplerinin üzerine Kur’an’ı anlamalarına engel perdeler çekeriz, kulaklarına da bir ağırlık veririz. Rabbini, Kur’an’da tek (eşsiz) olarak andığın zaman da ürkerek arkalarını döner giderler.

 

Not: Kur’an’ı gönderen Allah olduğu gibi aşağıda belirtilen Yunus 31-32. ayetlerde sayılanları yaratan ve hükmeden de yine Allah’tır. Ondan başka hiç bir kimse, hiç bir şey yaratamaz. Allah’ın ayetleri gibi yarattıkları da taklit edilemiyor. Zira;

 

Yunus 31- (Resulüm) de ki: Size gökten ve yerden kim rızık veriyor? O kulaklara ve gözlere (onların idrakine) kim malik bulunuyor? Ölüden diriyi, diriden de ölüyü kim çıkarıyor? Bütün işleri kim idare ediyor? Hemen diyecekler ki “Allah” De ki: O halde Allah’tan sakınmaz mısınız? 32- İşte bu işleri yapan Allah’tır, gerçek Rabbinizdir. Haktan sonra da sapıklıktan başka ne vardır? O halde (Bu açık delillerden sonra imandan) nasıl çevrilirsiniz?

Hac 73- ...Sizin Allah’tan başka taptıklarınız (putlar), bir sinek bile yaratamazlar, velev ki hepsi bunun için toplansalar...

Lokman 27- Eğer yerdeki bütün ağaçlar hep kalem olsa, deniz de -arkasından yedi deniz daha katılarak- mürekkep olsa yine Allah’ın kelimeleri (ilim ve ezelî kelâmı) tükenmez. Muhakkak ki Allah Aziz’dir; her şeye galiptir. Hâkim’dir; hükmünde hikmet sahibidir.