KONUYU OKU
ARAŞTIRMALAR (GÜNCEL KONULAR)
64- Toplumları Ayakta Tutan Değerler

 TOPLUMLARI AYAKTA TUTAN DEĞERLER

 

A) Bu Değerler Nelerdir?

Din, ahlak ve namus duygusu, adalet, mabetler, devlet ve millet malı, aile, eğitim kurumları, fikir ve sanat özelliği taşıyan eserler, öğrenci ve eğitimci, fedakârlık, özgürlük, eşitlik, insan haklarına saygı, bilim adamlığı ve âlimlik, kitap ve kütüphane, askerlik, şehitlik ve gazilik, sağlıkçı ve sağlık kurumları, anneye, babaya, yaşlıya saygı ve çocuğa sevgi, çeşme, yol, köprü, işçinin gerçek hakkını savunan sendika, onur ve şeref duygusu, hayırseverlik, çeşitli yardım dernekleri, nişanlılık, evlilik, arkadaşlık, komşuluk, misafirlik, yöneticilik vs. birer değer özelliği taşırlar.

 

B) Bu Değerler Ne Yaparlar?

Toplumların geçmişten geleceğe uzanan kültür ırmakları ve dinamikleridir.

Toplumların adeta demiri, çimentosu ve tuğlasıdır.

Bir binaya ne kadar demir ve çimento lazımsa toplumlara da bu değerler o kadar lazımdır.

Bu değerlere uzun zaman içerisinde önem verip eğiterek, içselleştirerek çürümeyi ve çözülmeyi önlemeye çalışmalıdır. Çünkü istikrar ve bütünleşme için bu bilinç şarttır.

Bu değerleri koruyanlar toplumda ün ve itibar sahibi olurken bunları çiğneyenler ise daima gözden düşerler.

Güçlü türlerin ayakta kalması gibi bu değerleri canlı tutan toplumlar huzurlu olarak yaşayabilirler.

Ama Emperyalist ve modernist bir akımla asimilasyona uğrayanlar bunalımlardan kurtulamazlar.

Bir insana vitamin ne kadar lazımsa toplumlara da bu değerler o kadar lazımdır.

Ayrıca bir otomobil fabrikasında mühendis, teknisyen ve işçilerin işbirliği ne kadar gerekiyorsa toplumların tüm kurum ve kuruluşlarında da aynı iş birliği gibi tasada, sevinçte birlikte olmalı, yabancılaşmaya fırsat verilmemeli, halk ve aydın kaynaşmasını sürdürmeli, akıl, can ve mal güvenliğini sağlamalı, artık bu ülkede yaşanmaz dedirtmemeli, aksine bu ülke tam yaşanacak yer dedirtebilmelidir.

Toplumun çıkarı öne alınmalı, gençliğe büyük idealler verilmeli, tarihi şuur ve heyecan uyandırmalı, bu nedenle yöneticiler zulümden, âlimler amelsizlikten, zenginler de gurur ve kibirden uzak durmalıdır.

Onurlu ve itibarlı insanları lekelememelidir. Ama zararlı ve lekeli insanları da üst yönetimlere geçirtmemelidir.

Yöneticiler eğitim ve ekonomide başarısızlıktan, dinin ve ırkların aleyhinde konuşmaktan kaçınmalı zira Anadolu’da Türk, Kürt, Çerkez, Gürcü, Laz, Zaza, Pomak, Boşnak ayrıca Ermeni, Rum, Yahudi, Süryani, Nasrani, Nesturi ve daha başkaları da yaşamaktadır.

Öyleyse tüm bunlara kol kanat geren, örnek ve koruyucu şemsiye olacak öncülere ihtiyaç vardır.

Bunun için müslümanlar toplumsal çözülmeye sebep olacak cehaletten, adaletsizlikten, haksızlıktan, kanaatsizlikten, insanları dışlamaktan, katillik ve kan davalarından, rüşvetten, sömürüden, haset ve kıskançlıktan, israf ve cimrilikten, yalan, iftira, gıybet ve fuhuştan, gasp ve karaborsacılıktan, içki, kumar ve faizden aile, akraba, komşu ve arkadaş dramından, ibadetsizlikten, ne idiğü belirsizlikten, mezhep ve etnik çekişmelerden daha doğrusu İslam’a leke olacak her türlü kötülükten ve çürütücü faktörlerden uzak durmalıdır.

Özellikle nerede ışık yoksa orayı karanlığın kaplaması gibi tuzsuz deri ve peynirin kendi kurdunu kendisi üretmesi gibi ekonomiden, eğitimden ve İslam’a saygıdan zayıf not alan toplumlarda çözülme var demektir.

 

Bu çözülmeye karşı kimileri:

            1- Demokratik, laik ve millet olma süreci ile ayakta kalmak mümkündür.

            2- Pragmatik (faydacı) düşünenler milleti millet yapan faktörlerle değil Amerika gibi zenginlikle bütünlük sağlanabilir.

            3- Pozitivistler ise metafiziği dışlayıp pozitif yani deneyci yaklaşımda toplanmakla bütünlük sağlanabilir demektedirler.

 

C) Öyleyse Bu Değerler İçin Ne Yapmalıdır?

 

Kur’an’a baktığımızda:

Ali İmran 110 - Siz insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. İyiliği emreder, kötülükten vazgeçirmeğe çalışır ve Allah'a inanırsınız…

Bu ayetle iyiliği yayan, kötülüğü engelleyen evrensel bir İslam kardeşliği ile ayakta kalacağımız anlaşılmaktadır.

Hâlbuki Fransız Devrimi ile gelen zehirli milliyetçi akımlar Osmanlıyı kısa zamanda darmadağın etmiştir. Artık biraz daha erimemek ve ayakta kalabilmek için bu tür fitnelerden Allah’a sığınılmalıdır.

 

Rad 11 - … Allah bir kavme verdiğini, o kavim kendisini bozup değiştirmedikçe değiştirmez…

 

Bu ayetle anlaşılıyor ki iyi hali sürdürdüğümüz müddetçe inşallah Allah nimetini lütfedecek ve ayakta kalacağız. Ama iyi hal bozuldukça nimetini alacak ve çözülme Allah korusun kaçınılmaz olacaktır.

Çünkü toplumlar parasızlıktan değil ahlaksızlık ve adaletsizlikten çökmüşlerdir.