KONUYU OKU
42. KARDEŞLİK
Kardeşlik

KARDEŞLİK

 

A) KARDEŞLİK

 

1) Al-i İmran 103 / 62 - El birlik Allah’ ın ipine sımsıkı sarılın, birbirinizden ayrılıp dağılmayın, Allah’ ın üzerinizdeki nimetini düşünün ki cahiliyet devrinde birbirinize düşmanlar iken o sizin kalpleriniz arasında ülfet (yakınlık, sıcaklık) meydana getirdi de onun nimeti sayesinde din kardeşleri oldunuz...

 

İslam’dan önce veya günümüzdeki cahiliye nedeniyle;

a) Kırgınlıklar olsa da Allah imanla birlikte kardeşler arasında sıcaklık ve yakınlık meydana getirmektedir.

b) İslam nimeti sayesinde kardeş olunduğundan sevginin devamı için Allah’ ın Kur’an’ ına ayrılmamak üzere sımsıkı sarılmalıdır.

c) Çünkü insanlar İslam’ a sarıldıkça iyi ve güzel yaşayabilirler. Kaynak bir olursa dostlukta devam eder

 

2) Enfal 46 / 182 - Allah ve Resulüne itaat edin, birbirinizle çekişmeyin, sonra korkuya kapılırsınız da kuvvetiniz elden gider, bir de sabredin çünkü Allah sabredenlerle beraberdir.

 

Müslümanlar;

a) İslam’ ın kardeşlik bilinci ile hareket ederek güç ve kuvvetlerinin dağılmaması için çalışmalıdırlar. Zira bu bir erdemliliktir.

b) Bu amaçla kesinlikle kırıcı ve dağıtıcı çekişmelerden de kaçınmalıdırlar.

 

Not: Müslümanlar arasında velayet bilinci gelişmelidir. Geliştikçe kardeşlik hukuku, kardeşe sahip çıkma ve yardımlaşmaları da başarıları arttıracaktır.

 

3) Maide 55 / 116 - Sizin veliniz ve yardımcınız ancak Allah’ la onun peygamberidir,      bir de iman edenlerdir ki onlar Allah’ ın emirlerine boyun eğerek namaza devam ederler ve zekât verirler.

 

Müslümanların;

a) Velisi, sahip çıkanı ve yardımcısı Allah, Resulü ve mü’minlerdir.

b) Bunun için bir babanın çocuğuna veli olmasından ötürü sahip çıkması gibi mü’minler de İslam kardeşliği nedeniyle birbirlerine sahip çıkmalıdırlar.

c) Zira bir çekişmek belki bir çok kayıba sebep olur.

 

Not: Müslümanlar arasında sahip bilinci gelişmelidir. Geliştikçe kardeşlik, yardımlaşma ve başarıları arttıracaktır.

 

4) Tevbe 71 / 197 - Erkek ve kadın bütün mü’minler birbirlerinin yardımcısıdırlar, iyiliği emrederler, fenalığı alıkoyarlar, namazı gereği üzere kılarlar, zekâtı verirler, Allah ve Resulüne itaat ederler, işte bunları muhakkak surette Allah rahmeti ile bağışlayacaktır, gerçekten Allah azizdir (her şeye galiptir), hâkimdir (hükmünde hikmet sahibidir).

 

Dikkat edersek erkek veya kadın tüm mü’minler arasında üstünlük yarışı yok;

a) İyiliği yaymada ve kötülüğü engellemede birbirine yardım etme yarışı vardır.

b) Allah ve Resulüne itaati, tüm kulluk görevlerini ve yardımlaşmayı sürdürdükleri müddetçe de bağışlanacakları haber verilmektedir.

 

5) Al- i İmran 110 / 63 - Siz insanların iyiliği için ortaya çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. İyiliği emreder fenalıktan alıkorsunuz ve Allah’ a imanınızda devam edersiniz...

 

Evrensel bir İslam kardeşliği ve dayanışması ile mü’minler;

a) İyiliği emretmek ve fenalıktan alıkoyabilmek için çıkarılmışlardır,

b) Böylece olabilecek fitneleri önleyerek imanda kararlılığı sürdürebilirler. 

 

6) Tevbe 119 / 205 - Ey mü’minler! Allah’ tan korkun (fenalıklardan sakının), imanda ve sözünde doğru olanlarla beraber olun.

Mü’minler;

a) Takva olmak için günahlardan sakınmalı,

b) Takvayı sürdürebilmek için de imanda, özünde ve sözünde doğru olanlarla, söz ve hareketi ile çelişmeyenlerle beraber olmalıdırlar. 

 

7) Hucurat 13 / 516 - Ey insanlar! Gerçek şu ki, biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık, sizi birbirinizle tanışasınız diye büyük büyük toplumlara ve küçük küçük kabilelere ayırdık, bilin ki Allah katında en değerliniz ona karşı gelmekten en çok sakınanızdır, Allah her şeyi hakkıyla bilen ve her şeyden haberi olandır.

 

Allah;

a) Tanınmaları için insanları küçük büyük toplumlar halinde yaratmıştır,

b) Üstün olma şerefi Allah’ a ve Resulüne olan sevgide yücelerek haramlardan, şüpheliden ve şirkten kaçınanlara vermiştir.

c) Bu nedenle inananlar ideallerindeki kardeşliği bu sakınanlar ve yardımlaşanlarla kurmalıdırlar. 

 

Not: Burada müslüman olmak üst kimliktir, kavim ise alt kimliktir. İtibar ve şerefe ulaşmak da ırkçılık kavgası ile değil takva iledir.

 

8) Nisa 69 / 88 - Kim Allah’ a ve Resulüne itaat ederse, işte onlar Allah’ ın kendilerine lütuflarda bulunduğu peygamberler, sıddıklar, şehitler ve salih kişilerle beraberdir, bunlar          ne güzel arkadaştır.

 

Kim Allah’ a ve Resulüne itaat ederse bunlar;

a) Peygamberlerle,

b) Kararlı olarak canını ve malını Allah yolunda harcayanlarla,

c) İslam’ ın yücelmesi için ölenlerle,

d) Gösterişsiz ve riyasız kulluk yapan bu güzel arkadaşlarla beraberdirler.

 

Not: Mü’minler her gün 40 rekât namazda 40 defa okunan Fatiha suresi ile “ Bizi nimetlendirdiklerinin yoluna götür. “ demekle yukarıda sayılanların takipçileri olmayı istediklerini unutmamalıdırlar.

 

9) Hucurat 10 / 515 - Mü’minler (dinde) ancak kardeştirler, onun için ihtilaf ettikleri zaman) iki kardeşin aralarını düzeltin ve (Allah’ ın emrine muhalefet etmekten) sakının ki merhamet olunasınız.

 

Mü’minler olarak Allah’ ın rahmetinden yararlanmak için;

a) Kardeşliği korumalı,

b) En küçük ihtilafta dahi arayı hemen düzeltmeli,

c) Küskünlüğü sürdürmeyerek Allah’ a isyandan kaçınmalıdırlar.

 

Not: Kur’an’ ın rahmeti ile şereflenenler her ortamda barışır ve barıştırırlar. Buna karşı varoş kültürüne bulaşanlar ise;

a) Birbirlerine yardakçılık ederler,

b) Birbirini çeteleşmeye iterler,,

c) Haklı veya haksız vurun sözleriyle kavgayı tahrik ederler,

d) Haksız da olsalar kabile adına zulüm yapabilirler ki bu da bir toplumsal zelzeledir.

e) Bu tip cahiliye tavırlardan Allah’ a sığınmalıdır.

 

10) Haşr 9 / 545 - Muhacirlerden önce Medine’ yi yurt ve iman evi edinenleri, kendilerine hicret edip gelenlere sevgi beslerler, onlara verilen şeylerden dolayı nefislerinde bir kaygı duymazlar, kendilerinde ihtiyaç bile olsa (onları) kendi nefisleri üzerine tercih ederler, kim de nefsinin hırsından korunursa, işte bunlar (azaptan) kurtulanlardır.

 

Asrı Saadette ve günümüzde Allah için yardım edenler;

a) Allah için diyarını terk edip gelenlere sevgi beslerler,

b) Onlara yaptıkları yardımlardan dolayı içlerinde bir sıkıntı duymazlar,

c) Kendileri ihtiyaç içinde olsalar dahi muhacir durumundaki müslümanları kendilerine tercih ederler.

d) Bu büyük görevi severek yürütenlerin azaptan da kurtulacağını Allah cc müjdelemektedir. 

 

11) Nur 61 / 357 - … Yahut sadık dostlarınızın evlerinde yemenizde size bir günah yoktur ancak evlere girdiğiniz zaman Allah katından mübarek ve pek güzel bir yaşama dileği olarak kendinizden olanlara (mü’minler yoksa bizzat kendinize) selam verin, işte Allah ayetlerini böyle açıklıyor, olur ki anlarsınız.

 

Savaşta veya barışta;

a) Muhtaç müslümanlarla ilgilenmeli,

b) Kesinlikle hiçbir konuda zarar gelmeyeceğinden emin olduğumuz sadık müslümanlar ve savaş malulleriyle ailece yemek yememizde bir sakınca olmadığı haber verilmektedir.

 

12) Mücadele 22 / 544 - Allah’ a ve ahiret gününe inanan bir toplumun babaları, oğulları, kardeşleri yahut akrabaları da olsa Allah’ a ve Resulüne düşman olanlarla dostluk ettiğini göremezsiniz…

 

Allah’ a ve peygambere düşmanlık yapan yakın akrabalarımızdan daha çok Allah’ a ve Resulüne dost olan din kardeşlerimizin gerçek dostumuz olduğu unutulmamalıdır.

 

13) Tevbe 16 / 188 -  ... Ne Allah’ tan, ne Resulünden, ne de mü’minlerden başkasını dost edinmeyenleri (Allah’ ın) bilmediğini mi sandınız? Allah bütün yaptıklarınızdan haberdardır.

 

Allah’ ı, Resul’ ünü ve mü’minlerden başkasını dost edinmeyerek bu güzel kardeşliği başaranları Allah’ ın bildiği haber verilmektedir.

 

14) Al- i İmran 28 / 52 - Mü’minler, mü’minlerden ayrılıp kâfirleri dost edinmesin, bunu her kim yaparsa artık Allah’ tan ilişiği kesilmiş olur meğerki onlardan gelebilecek bir tehlikeden dolayı sakınmış bulunasınız (bu durumda gelebilecek tehlike ve zararlardan dolayı görünüşte dostluk yapabilirsiniz), Allah size kendisinden korkmanızı emrediyor, nihayet dönüş Allah’ adır.

 

Bilinmelidir ki;

a) İslam’ a ve mü’minlere gelebilecek tehlikeleri önlemek ve İslam’ a ısındırmak için kâfirlerle diyalog kurulmalıdır.

b) Bunun ötesinde mü’minleri bırakarak menfaat veya itibar için kâfirleri içten dost edinenlerin Allah ile ilişiği kesilmiştir. 

 

15) Taha 29 / 312 - Bana ailemden bir vezir (yardımcı) ver 30) Kardeşim Harun’ u 31) Onun sayesinde arkamı kuvvetlendir 32) Ve onu işime ortak kıl 33) Böylece seni bol bol tespih edelim 34) Ve çok çok analım seni 35) Şüphesiz sen bizi görmektesin.

 

Hz. Musa’ nın;

a) Kardeşi Harun’ u tebliğde yardımcı istemesi gibi

b) Mü’minler de bu tür hayati meselelerde başarılı olmak için yardımcı kardeşler edinmelidirler.  

 

16) Enfal 73 / 185 - Kâfirler de birbirlerinin yardımcılarıdır; eğer siz emredildiğiniz gibi yardımlaşmazsanız, yeryüzünde bir fitne (İslam zafiyeti) ve büyük bir fesat (küfür hâkimiyeti) olur.

 

Mü’minler;

a) Kardeşliği çevresinden başlayıp gücü yettiğince tüm mü’minleri kapsayıncaya kadar genişletmeye çalışmalı ve kardeşliği korumak için ensar ve muhacir bilincini yaymalı ve bunun için de her alanda yardımlaşmalıdırlar. Zira kardeşlik sosyal bir ihtiyaçtır. Su, ekmek, hava gibi.

b) Eğer bölgelerinde veya dünya çapında yardımlaşmazlarsa İslam zafiyeti ve küfür hâkimiyeti ortaya çıkar. Örneğin;

1) Yahudi, müşrik ve münafıkların çabaları ile dört halife döneminin ortalarında başlayan kabilecilik ve daha sonra ki Alevi - Sünni çekişmeleri ile kardeşliğin zayıflaşmasından ötürü asırlar boyu süren kardeş kavgaları oluşmuş ve nice beyinler bir hiç uğruna harcanmıştır.

2) Osmanlı ile kardeşlik tekrar kuvvetlendiyse de Fransız ihtilali ile güçlenen milliyetçi akımlar ve Haçlı saldırıları Osmanlı’ nın dağılmasına ve Osmanlı’ dan giden topraklarda özellikle İngiliz emperyalizmi öncülüğünde Körfez bölgesinde ve diğer İslam coğrafyasında İslam’ a zararlı, Batıya yararlı petrol sahibi ve demokratik gelişmelere kapalı despot kabile yönetimleri oluşturulmuş ve böylece İslam aleminin daha da geri kalmasına sebep olunmuştur. 

3) Bu oluşum Batı’ ya silah pazarı olmayı hızlandırmış, bununla doymayan ve Roma’ yı diriltme idealleri yeni oryantalizmin karargâhı olan Amerika ve İngiltere öncülüğünde 21. yy. da bu defa Irak’ a saldırarak;

a) Daha küçük parçacıklara bölmek ve daha çok zayıflatmak,

b) Yeraltı ve yerüstü kaynaklarını daha çok sömürmek ve daha çok silah satmak,

c) Yahudilerin Arzul Mevud idealini daha çabuk gerçekleştirmek için dünyanın duymak ve görmek istemediği bir katliam sergilenmektedir.

d) Bugün Roma’ da Papa, İstanbul’ da Patrikhane vardır. Görünüşte dost ama gerçekte için için davalarının gereğini yapmaktadırlar.

4) Çağımızda İslam âleminde hiç olmazsa buna karşı kültürel, ekonomik gelişmeler ve siyasal işbirliği ile kardeşlik ve yardımlaşma ruhu gerçekleşseydi ne Filistin’ de, ne Bosna’ da, ne Çeçenistan’ da, ne de Keşmir’ de vs. bu kadar zulme kim cesaret edebilirdi.

5) Bu zulmü önlemenin yolu bu kan akan bölgelerden daha önce;

a) İslam ülkelerinin kendi kendilerine koydukları engelleri kırmaları,

b) İçlerindeki gafillerin İslam düşmanlığının önlenmesi,

c) İslam ülkeleri arasındaki soğukluğun sevgiye dönüştürülmesi şarttır.

d) Yoksa müslümanlar geriledikçe dünya siyaseti süper yağmacılara kalacak ve bu kan her an akmaya devam edecektir.

6) İslam zafiyeti ve küfür hâkimiyetini önlemek ve ensar-muhacir kardeşliğini oluşturmak için çok ileri görüşlü âlimlere, yazarlara, liderlere ve müslüman zenginlere çok büyük işler düşmektedir. Çünkü yarı gelişmiş ülkelerdeki halk, dış düşmanlarını yenseler de ülkelerini sömüren ve kendilerine düşmanlık yapan kendi mutlu azınlıklarını yenememişlerdir.

  

17) Zuhruf 67 / 493 - (Küfürde birleşip sevişen) dostlar o gün birbirlerine düşmandırlar, takva sahipleri ise müstesnadır.

 

Her türlü günahta birleşen arkadaşlar;

a) O gün birbirlerine davacı ve düşman olacaklar,

b) Oysa ancak birbirlerini hakka ve sabra çağıranlar ise dost kalacaklardır.

c) Böylece arkadaş seçimi geleceğinde seçimi olmaktadır.

 

Sonuç olarak;  İslam’ın geldiği günden kıyamete kadar zaman kardeşlik zamanıdır. Bu da düşmana karşı en güçlü silahtır. Küsmek kardeşi zalimin zulmüne terk etmektir. Bir diğer yönüyle küsmek ve barışmamak şeytanın; “Âdem topraktan ben ise ateşten yaratıldım ve ben üstün olduğum için secde edemem” dediği gibi barışmayan da; “Ben haklıyım, barışamam ” demekle şeytanla aynı kategoride yer almaktadırlar. Bu yaklaşımdan Allah’a sığınmalıdır.

 

KARDEŞİLİĞİN DEVAMI İÇİN NELER YAPMALIYIZ? SORUSUNA

BU AYETLER IŞIĞINDA CEVAPLAR

 

1) Kur’an’a sımsıkı sarılıp birlikteliği sürdürmeli ve asla dağılmamalı,

2) Allah ve Resulüne itaat ederek ihtilaf çıkarmaktan, çekişmekten ve çatışmaktan kaçınmalı,

3) Müslümanlar birbirlerine velilik yaparak ebeveyn gibi sahip çıkmalı,

4) İyiliği yaymada, kötülüğü engellemede, namazda ve zekâtta ümmet bilinci ile hareket etmeli ve ırkçılığa meydan vermemeli,

5) Kötülükten sakınarak imanda ve sözünde doğru olanlarla beraber olmalı,

6)Üstünlüğü takvada aramalı,

7) En güzel arkadaş olarak peygamberi, sadıkları, şehitleri ve ihlâslı kişileri görmeli,

8) Merhamet olunmak için kardeşliği sürdürmeli ve ihtilaf çıkarsa da hemen düzeltmeli,

9) İçinde sıkıntı duymadan din kardeşlerinin ihtiyaçlarına öncelik vermeli,

10) Din kardeşlerinin evine izin alarak ve selam vererek girmeli,

11) Din kardeşleri ile zaman zaman birlikte yemek yemeli,

12) İnatla küfrünü sürdüren inkârcı, bozguncu baba ve kardeşe karşı inanan müslümanı daha yakın görerek dost edinmeli,

13) Mü’minlerle bağı keserek inanmayanları dost edinenlerin Allah ile bağının kesileceğini bilmeli,

14) Hz. Musa’ nın kardeşini yardımcı alması gibi destekleyici kardeşler edinmeli,

15) İslam zafiyeti ve küfür hâkimiyeti olmaması için mü’minler birbirleri ile yardımlaşmalı,

16) Küfürde ve günahta birleşenlerin mahşerde birbirlerine düşman ve davacı olacakları unutulmamalıdır.