KONUYU OKU
40. AİLE
Kadın Hakları

E) KADIN HAKLARI

 

1) Erkeklere miras, savaş, imamet gibi konularda daha fazla sorumluluk verilirken, kadınlar ise özel durumları dışında tüm hak, görev, ibadet ve sorumluluklarda yani hayırlı işlerde bir insan olarak eşittirler. Bu haklardan bir kısmı aşağıdaki ayetlerde sunulmaktadır:

 

Bakara 228 / 35 - …Erkeklerin (meşru surette) kadınlar üzerinde hakları gibi kadınların da erkekler üzerinde hakları vardır…

Ahzab 35 / 421- Müslüman erkekler ve müslüman kadınlar, mü’min erkekler ve mü’min kadınlar, boyun eğen erkekler ve boyun eğen kadınlar, doğru erkekler ve doğru kadınlar, sabreden erkekler ve sabreden kadınlar, mütevazi erkekler ve mütevazi kadınlar, sadaka veren erkekler ve sadaka veren kadınlar, oruç tutan erkekler ve oruç tutan kadınlar, ırzlarını koruyan erkekler ve ırzlarını koruyan kadınlar, Allah'ı çok anan erkekler ve Allah' ı çok anan kadınlar; işte Allah bunlar için bağış ve büyük bir mükâfat hazırlamıştır. 36) Allah ve Resulü, bir işte hüküm verdiği zaman, artık inanmış bir erkek ve kadına, o işi kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur. Kim Allah' a ve Resulüne karşı gelirse, apaçık bir sapıklığa düşmüş olur.

 

2) Bugün kadınlar evrensel bir cehalet nedeniyle;

a) Ne evinde, ne işyerinde, ne sokakta, ne savaşta, ne eğitim-öğretim sürecinde, ne de gözaltında tam güvende değildirler.

b) Çok çalışıyorlar ama az kazanıyorlar,

c) Tüm gelişmelere rağmen her fırsatta ya dayak yiyorlar ya cinsel tacize uğruyorlar ya da öldürülüyorlar. Örneğin 2004 yılındaki bir araştırmaya göre Amerika’ da yılda 4 milyon kadın dayak yiyor, 4 bini dayaktan ölüyor, Fransa’ da % 95’ i, Türkiye’ de % 58, Bangladeş’ te % 47, Etiyopya’ da % 45, Hindistan’ da % 40, Mısır’ da %34’ ü şiddet görüyor.

d) Bu baskıların temeli İslam’ dan değil tam aksine temeli Roma’ ya dayanan ataerkil aile yapısından kaynaklanmaktadır.

e) Çünkü peygamberimiz “ kadınlarını dövenlerden davacı olacağını “, “Sizin en kötünüz kadınlarına kötü davrananlardır. “ buyurmasından ötürü burada peygamberini candan seven müslümanın eşini ve kızını dövemeyeceğine işaret vardır. Hem de kadını haksız yere dövmek emanete ihanettir. Bu nedenle kadınlara karşı şiddette İslam’ ın değil tam aksine cehaletin, bazen de yokluğun etkisi olduğunu söyleyebiliriz.

 

3) 8 Mart 1857’ de ABD’ nin New York kentinde daha iyi bir ücret, daha iyi bir yaşam için 129 ölü vererek tüm barikatları aşan kadın yürüyüşünden esinlenerek kapitalist veya materyalist açıdan bakarak yıllardır ülkemizde güya kadın hakları adına asıl hedefinden saptırarak İslam’ daki kadın haklarına da sataşarak, ayrıca kendi hallerinden yakınarak, ardından halay çekerek çelişkili, eğlenceli ve istismarlı kutlamaları her yıl yapmaktadırlar. Ama itiklal savaşında mermiler ıslanmasın diye çocuğunun örtüsünü mermilere sarıp çocuğunu donmaktan kurtaramayan fedakar ve cefakar Anadolu kadının torunlarını örtüsünden dolayı üniversiteden veya memuriyetten alıkoymak onların hakkını çiğnemek değilmidir. Bunlar da her yıl anılmalıdır.

 

4) Eleştirisel bir yaklaşımla yaklaşırsak, bazı iyi taraflarını inkâr etmemekle beraber genellikle kadın hakları diye diye aslında kadının işini bir iken ikiye çıkarmışlardır. Ev sorumluluğu yanında iş sorumluluğunu da yükleyerek yeni bir hak verilmediği gibi aksine çalışmaya mecbur edilmiştir. Hâlbuki eskiden beri kadınlar aile ekonomisine katkıda bulunmaktaydılar. Şimdi ise kadınlar genellikle dışarıda çalışmaya mecbur edilmiş ve çok çalışarak, az ücret alarak aşırı yorgunluk ve stresle % 36’ sını sinirsel tedaviye mahkûm etmişlerdir. Buna da biz kadın haklarını kullanma diyemeyiz. Çünkü kadına Allah’ ın baktığı gibi bakılmamış aksine daha da nesneleştirilmiştir. Hâlbuki kadına en güzel hakkı Allah vermiştir.

 

5) İnsan hakkının olduğu yerde kadın hakkı da vardır eğer bir yerde kadın haklarında bir sorun varsa orada aslında insan hakları da yoktur.

 

6) Allah rahman sıfatı ile cinsiyet ve inanç ayırımı yapmadan her çalışana hakkını vereceğini vaat etmiştir. Eğer kadınlar haklarını alamıyorlarsa modern bir eşkıyalığın hüküm sürdüğünü artık görmelidirler.

 

7) Haklar ot gibi bitmez, hayvanlar dahi hazır bir otu yemek için çaba gösteriyor da insanlar niçin çaba göstermesinler, bedel ödemesinler?

 

8) Kadınlar eskiden çalışmıyordu diye söylemde bulunmak yanlıştır ve iftiradır. Çünkü kadınlar ya tarımla, ya hayvancılıkla, ya dokumacılıkla vs. o gün var olan tüm iş kollarında çalışmaktaydılar. Bu bakımdan her şeyi yer, zaman ve şartlara göre değerlendirmek insaflı bir yaklaşım olacaktır.

 

9) Günümüzde bazı fıtratı kirlenmiş, ekeleşmiş, asgari ücretle çalışmasına rağmen yağcı, dalkavuk tipli kadınlar amirlerine, patronlarına gösterdiği saygıyı kocalarına göstermemektedirler. Bazen “ Müdürün yaptığı hakareti kocam yapsa boşarım. “ diyen kadınlara rastlanmaktadır. Hâlbuki İslam’ da erkek mi, kadın mı üstün? diye bir kavga veya buna benzer bir yarış yoktur. Bilakis karşılıklı yardımlaşma yarışı vardır.

 

10) Günümüzde ve gelecekte tebliğcinin mutlaka bilmesi gereken toplum mozaiğine bir örnek verirsek;

 

Gerçek Hayat dergisinin 2003 yazına doğru başörtüsü takmayan kadınlar üzerinde yaptığı bir anketin önemli yönleri ve düşündürdükleri aşağıda sunulmuştur: Bu kadınların;

% 78.5 Dindarım, % 14,7 Dindar değilim diyor,

% 76 Çocuğuna dini eğitim istiyor, % 23 istemiyor,

% 11 Namaz kılıyor, % 54,7 Ara sıra kılıyor, % 34,3 Hiç kılmıyor,

% 69 Hacca gitmek istiyor, % 30,7 Hacca gitmeyi düşünmüyor,

% 67.5 Oruç tutuyor, % 16,7 Hiç oruç tutmuyor,

% 60 Tesettür tartışmasını istemiyor,

% 58 Kız erkek arkadaşlığını onaylamıyor, % 31 normal görüyor,

% 27 Pop müzik dinliyor,

% 69 Avrupa Birliğine girelim diyor,

% 64 İçki içmiyor,

% 71 Yılbaşı kutluyor, % 15,6 Yılbaşını kutraamıyor,

% 50 Başörtüsünü Allah’ın emri olarak görüyor,

% 37 Başbakanın eşi başını açmalı, % 28 Açmamalı diyor,

% 86 Örtülü akrabalarıyla iyi geçiniyor vs...

 

Sonuç olarak bu kadar soğuk savaşa rağmen;

a) Toplum şeklen değişse de çoğunluğun;

a) Her işine besmele ile başlamaları,

b) İyi ve doğruluğu istemeleri,

c) Kirli ve karanlık işlerden hoşlanmamaları,

            d) O güzel ruhu koruduklarını ve tebliğ için batmakta olan gemiler gibi yardım beklediklerini göstermektedir.

b) Bunun yanında özellikle % 23 dini eğitim istemeyen ve % 31 kız erkek arkadaşlığını normal gören bir kesim ve diğer olumsuzluklar toplumdaki çürümeyi göstermektedir.

c) Bunlar ve buna benzer dünya olayları bilinmeden, müslümanlar kendilerini değiştirmeden ve gelişmeden, attığı adımların nereye götürdüğünü bilmeden pek başarılı olamayacaklarını bilmelidirler.