KONUYU OKU
ARAŞTIRMALAR (GÜNCEL KONULAR)
66- Ahlak Felsefesinin Teorileri Ve İslam Ahlakı

AHLAK FELSEFESİNİN TEORİLERİ VE İSLAM AHLAKI

 

Ahlak felsefesi (ehtik); Konusu insanların eylemleridir. Erdem (olgunluk), özgürlük (dış etkiden bağımsız olarak karar verme ve seçebilmedir), sorumluluk (kendi iradesiyle yaptığı davranışların sonucunu üstlenmedir) iyi (yapılması gereken)  kötü (yapılmaması gereken) doğru (Hakikat) yanlış (gerçek olmayan) gibi kavramları kullanır ve içeriğini araştırır.

Ayrıca eylemlerimizin; Amacını, genel geçerliğini, mutluluğun ne olduğunu? Davranışlarımızda gerçekten özgür müyüz? Niçin sorumluyuz? Ahlaki değerler yalnız iç dünyamızla mı ilgilidir? Ahlaki yargının niteliği nedir? Gibi, soruları sorar ve cevaplamaya çalışır.

 

A) Evrensel Bir Ahlak Yasasının Olamayacağını Savunanlar

1) Haz ahlakı (Hedonizm); Kurucusu Aristippos tur (M.Ö. 435-355) ve Epiküros ta devam ettirmiştir. Bunlara göre haz; bir kişinin yaşadığı anlık ve özel bir duygudur. Bizim hazzımızı başkası başkasının hazzını da biz bilemeyiz. Geçmiş duyumlar gitti. Gelecek duyumlar da henüz gelmedi.

Haz veren iyi, acı veren de kötü dür. Haz ile iyi, acı ile kötü aynı şeylerdir.

 

2) Bencillik (Egoizm);İnsanın tüm davranışları ben düşkünlüğüyle belirlenir. Erdem diye bir şey yoktur. İyinin ölçüsü; kendini sevme, kendini düşünme, kendine yönlendirme başkasını düşünmemedir.

 

3) Anarşizm; Kurucusu Proudhon dur ve temsilcileri M. Ştiner ve Hobbestir: Bunlar bireyin üzerinde hiç bir otorite tanımazlar. Tüm baskıcı kurumların kalkmasını savunurlar. İnsanların gerçekleştireceği hiçbir ödevi yoktur. İyi ve kötünün de anlamı yoktur. Ahlak kuralları da insanları oyalayan mahkûm eden ve insanları kolayca yönetmek için uydurulmuş birer kurallar olduklarını savunurlar.

 

4) Friedrich Nietzche (Niçe 1844-1900); Ahlak dışında bir felsefe için çalıştı. Ahlakın insan güdülerini körelttiğini ve edilgen yaptığını savundu. Ahlak, korkaklar ve sıradan insanların işine yarar. İnsan hareketinin amacı; Başarılı olmaktır. İnsanda harcadıkça artan bir kuvvet vardır. Bu yenilik ve sürekli bir şeyler katma veya üretmedir. Bu üstün insanda görülür. Güçlü insan her şeyden payını alır. Her şey onun iyiliğine çalışır. Bunun için güç; Bir erdem, güçsüzlük ise; Bir kusurdur. Önemli olan iyi olmak değil, güçlü olmaktır. Öyleyse ahlakı değil de iradeyi öne çıkaracak ve emredecek üstün insanı oluşturmalıdır.

 

5) Jean Paul Sartre(1902 -1980);İnsan kendi iradesinin dışında dünyaya yalnız olarak atılmıştır. Kendisini nasıl yaparsa öyle olur. İnsan önce kendini sonra özünü ve değer yargılarını özgür atılımlarla var eder. Her kes kendi davranışından sorumludur. Bir insanın toplumun, makamının,  karakterinin veya bir takım kuralların arkasına saklanmasını alçaklık olarak görür. İyi veya kötü diye bir değer yoktur. Yapılması gereken özgürlük peşinde koşmaktır.

 

6) Fayda ahlakı (Utilitarizm) Sonuçlara önem veren bir ahlaktır. Kuralcı ve gayecidir. Örneğin; Fayda veren şey iyi, vermeyen şey de kötüdür. Faydalı olanın dışında iyi diye bir şey yoktur, diyerek ahlak bize faydalıyı öğretmeli iyilik getirmeli ve mutlu etmelidir.

 

B) Evrensel Ahlak Yasasını Kabul Eden Ve Sübjektif bir temelle Açıklayanlar

Not; İnsan kendi kendine iyi ve kötü davranışlarını düşünür. İyi olana sevinirken kötü olana da üzülür ve pişman olur bu yönteme de sübjektif özellikler denir.

 

1) J.Bentham; İnsan yapısı gereği acıdan kaçar ve mutluluğa yönelir. Önemli olan bu iyiliğin ve mutluluğun kalıcı ve çoğunluğa yarar sağlamasıdır.

2) S.Mill; Tek insanın değil, çoğunluğun mutluluğu göz önünde bulundurulmalıdır. Bunun için her kes kendi mutluluğu ile çoğunluğun mutluluğu arasında uyum sağlamalıdır.

3) H.Bergson; İnsan hayatının temeli hayat hamlesidir yani iç güç kaynağıdır. Bunu da insana yaratıcı vermiştir. Bu iç güç kaynağını kendisine alet yapmayan zekâ, gerekeni kavrayamaz. Bunu kavrayacak yeti ise sezgidir. İnsan hem kendisi hem de başkaları için; İyi olanı da, kötü olanı da, ancak sezgiye dayanarak kavrayabilir. Örneğin; Bir parkta Para bulan kişiye sezgisi der ki sahibini bul ve ver. Verince insanın ruhu huzura ulaşmış olur. Demek ki sezgisine uyan hem kendisine hem başkasına iyilik etmiş olur.

 

C) Evrensel Ahlak Yasasını Kabul Eden Ve Objektif Olarak Açıklayanlar

Not; Her meslek kuruluşu ve toplumda sorumluluk adalet töre namus ve şeref gibi kabul edilen değerler ortak bir otorite oluştururlar. Bu değerlere uymayan kişilere objektif bir tepki gösterir ve uymaya zorlarlar. Bu yaklaşıma objektif özellikler denir.

 

1) Sokrates; Bilgi ile erdemi aynı görür. Bu nedenle insan kendini tanımalı eğitmeli doğru bilgi ile doğru davranışa gitmeli. Çünkü ahlaklı olmak için iyiyi bilmek gerekir. Çünkü Kötülük bilgi eksikliğindendir. İyiyi bilmek mutluluğun da kaynağıdır. Bilgili kişi; Hem ahlaklı hem erdemli hem de mutlu kişidir.

2) Platon; İyi ideasına uygun hareketler iyi, uymayanlarda kötüdür. İyi ideasını bilen ahlak yasasını da bilir.

3) Farabi; Evrensel yani etkin akla ulaşan iyinin bilgisine ulaşır. Etkin akla uyan davranışlar iyi uymayanlar kötüdür.

4) Spinoza; Özgür olan yalnız yaratıcıdır. Çünkü her şeyi kendi belirlemiştir. İnsan ise tutkularının etkisindedir. Ahlakın görevi bu tutkuları yenmektir. Bu tutkuları yenmek yaratıcının yasalarına ulaşmakla mümkündür. Bunu başaran hem zorlukların bilincine hem iyiliğin doruğuna ulaşır.

5) Kant; Her kes için geçerli olan; Çıkar ve mutluluk duygusunun ötesinde bir ahlak yasasına uymaktır. Bir davranışın ahlaklılığı iyiyi istemeye bağlıdır. Örneğin; Bir müşteriye bizden alış veriş yapsın diye değil de, insanlık gereği ikram etmek ahlakidir. Yine bir fakire yardım gösteriş için değil de insanlık gereği yapmak ancak ahlaki olabilir. Öyleyse; Öyle davran ki davranışına ölçü olarak aldığın ilke; Genel yasa olsun.

 

D) Tasavvuf Düşüncesinde, Evrensel Ahlak Yasasının Temellendirilmesi

Not; Tasavvuf; İnsanın Akılla değil, duygu ve sezgiyi kullanarak gönülle Allah’a ulaşılacağını ve özdeşim kurulabileceğini savunan bir öğretidir.

 

1) Mevlana ya göre İnsan Rabbini bilecek ve sevecek bir şekilde, üstün olarak yaratılmıştır. Her şey onun kudretini yansıttığı için, İnsan onu tanımakla sorumlu tutulmuştur. İnsanın bedensel ve toplumsal zevklerin peşinde koşması onu Rabbinden uzaklaştırmaktadır. İnsan bu zevklerden arındıkça, Rabbini tanır sever ve yaklaşır Bunu başarmak ta da Allah aşkıyla olur. Bu aşkla yaratandan ötürü tüm yaratılanı ayırım yapmadan sever öğretir ve korur. Bu sevgi evrensel ahlak yasasının temeli olur. Yeter ki insan; Ya olduğu gibi görünmeli, ya da göründüğü gibi olmalıdır der.

2) Yunus ermeye göre; Her insan da ihtiyaçlarını gidermeye ve dünyaya bağlanmaya iten bir benlik vardır. Bu benlik; Hırs çıkarcılık kavga ve egoizmle Allah’tan uzaklaştırır. Hâlbuki insanlar dünyaya kavgaya değil birbiriyle kaynaşarak Allah’ı sevmeye gelmişlerdir. Zaten en yüce erdem; Allah’ı aramak tanımak ve sevmektir. Ancak Allah sevgisiyle ve iyilik yapmakla bu benlik duyguları etkisiz kılınabilir diyerek, sevgiyi düşüncesine temel yapmıştır.

3) Hacı Bektaş Veliye göre; Her şeyin sebebi ve evrensel yasanın belirleyicisi de Allah’tır. Allah’a ancak sevgiyle ulaşılır. Onun hoşnutluğunu kazanmak; İyilik yapıp kötülüklerden kaçmakla mümkündür. Bütün insanlar aslında kardeştirler. Kardeş kardeşe kötülük değil iyilik yapması gerekir. Hep iyilik yapılırsa: Birlik sağlanabilir. Bu da ancak insan sevgisiyle olur.

 

KURAN’A GÖRE AHLAKIN TEMELLERİ

 

Maide 105- Ey iman edenler! Nefislerinizi düzeltmek üzerinize borçtur. Siz düzelip doğru yolda bulunduktan sonra, yolunu şaşıranlar size zarar veremez. Hepinizin dönüşü nihayet Allah’adır. Artık ne yapmış olduğunuzu, O, size haber verecektir.

 

İsra 53- Mümin kullarıma söyle ki (kâfirlere) en güzel olan kelimeyi (yumuşak ve tatlı sözlü) söylesinler çünkü Şeytan aralarına fesat sokar. Şüphe yok ki Şeytan, insan için açık bir düşmandır.

 

Taha 43- Firavun’a gidin, çünkü o hakikaten azdı (ben Rabbim, dedi). 44- Varın da ona yumuşak söz söyleyin, olur ki nasihat dinler yahut korkar.

 

Müzemmil 10- Ve inkârcıların diyeceklerine (sana iftira ve yalanlarına) sabırlı ol ve onları güzel bir şekilde terk edip ayrıl.

 

Furkan 63/364-Rahmanın o kulları ki, onlar yeryüzünde tevazuuyla yürürler ve cahiller kendilerine laf attığı zaman selam der geçerler(Sözün doğrusunu söylerler fakat çatışmazlar)

 

Fussilet 34- Hem iyilikle kötülük müsavi olmaz. Sen kötülüğü, en güzel olan iyi hareketle önle. O vakit bakarsın ki seninle arasında bir düşmanlık bulunan, yakın bir dost gibi olmuştur. 35- Bu olgunluğa ancak sabredenler kavuşturulur, buna ansak hayırdan büyük bir pay sahibi olan kavuşturulur.

 

Enfal 46- Allah’a ve onun Resulüne itaat edin, birbirinizle çekişmeyin. Sonra içinize korku düşer ve kuvvetiniz elden gider. Bir de sabırlı olun. Çünkü Allah, sabredenlerle beraberdir.

 

Al-i İmran 134- (O takva sahipleri) Bollukta ve darlıkta harcayıp yedirenler, öfkelerini yutanlar, insanların kusurlarını bağışlayanlardır. Allah da iyilik edenleri sever.

 

İnsan 7- (Cennet ehli olan o iyi insanlar) Adaklarını yerine getirirler ve şerri salgın olan bir günden korkarlar 8-Yoksula, yetime esire seve seve yemek yedirirler 9- (Sonra onlara şöyle derler): Size ancak Allah rızası için yediriyoruz. Sizden ne bir hediye isteriz ne de bir teşekkür.

 

Ahzap 53/424- Ey iman edenler peygamberin evlerine, vaktine bakmaksızın ve yemeğe izin verilmedikçe girmeyin; Ancak çağrıldığınız vakit girin. Yemeği yediğinizde de hemen dağılın. Sohbet için izinsiz girmeyin; Çünkü bu durum peygambere eza veriyor, ama sizden utanıyor, fakat Allah gerçeği söylemekten sıkılmaz…

 

Al-i İmran 104- İçinizden, insanları hayra çağıracak, iyiliği emredecek, kötülükten alıkoyacak bir topluluk bulunsun. İşte onlar, kurtuluşa erenlerdir.

 

Enfal 25- Bir de öyle bir musibetten korkun ki o, yalnız içinizde zulmedenlere isabet etmez (bu belâ başkalarına da geçer, umumî olur). Bilin ki Allah’ın azabı çok şiddetlidir.

 

Not: Kendimizi ahlaken geliştireceğiz. İnsanlara ve hatta firavunlaşmış kimselere bile yumuşak konuşacağız. Ayrılırken de çok güzel bir şekilde ayrılacağız. Yollarda giderken mütevazı olacağız ve kimseyle tartışmayacağız. Kötülüğe karşı iyilikle karşılık vereceğiz. Allah ve Resulüne itaat edip müminlerle asla çekişmeyeceğiz. İnfaka öfkelenmemeğe ve insanları affetmeye devam edeceğiz. Gerekenlere yedirip içireceğiz fakat teşekkür bile beklemeyeceğiz Zamansız ve davetsiz bir yere gitmeyeceğiz gittiğimiz yerde de bıktırmadan kalkacağız. İyiliği yayan ve kötülüğü engellemeye çalışan bir cemaat olacağız. Yoksa Allah korusun; Felaketin büyüyebileceği haber verilmektedir.

 

HADİSLERE GÖRE GÜZEL AHLAKIN TEMELLERİ

1.     Doğru sözlülük,

2.     Savaşta veya mücadelede sadakat göstermek,

3.     Muhtaçlara yardım etmek,

4.     İyiliklere iyilikle karşılık vermek,

5.     Emaneti korumak,

6.     Akraba ile iletişimi devam ettirmek,

7.     Komşunun hak ve hürmetini gözetmek,

8.     Arkadaş ve dostların hak ve hürmetine riayet etmek,

9.     Misafire ikram da bulunmak,

10.  Bunların da başı hayâlı olmaktır.

 

Hâkim ve Bey haki rivayet etmiştir.