KONUYU OKU
ARAŞTIRMALAR (GÜNCEL KONULAR)
12- Öğretmenler Gününün Düşündürdükleri

 ÖĞRETMENLER GÜNÜNÜN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ

 

Tabiatta her madeni işlemek için nasıl bir eleman gerekiyorsa eğitim için de o kadar gereklidir. Özellikle vücuda bir baş ne kadar gerekliyse toplum için de eğitimci ve öğretimciler o kadar gereklidir.

1- Her eğitimci;

a- Çocuklarımızı topluma kazandırmak için önce kendini geliştirmeli,

b- Çocukları topluma kazandırmalı,

c- Okul bitinceye kadar değil mümkünse ölünceye kadar iletişimi ve gelişimi sürdürmelidir.

 

2- Eğitimciler;

a- Önce öğrencileri,

b- Sonra derinleştikçe toplumları eğitirler,

c- Asırlar geçse de gönülleri aydınlatmaya devam ederler.

 

3- Eğitimciler; insanı, tabiatı ve geçmişi öğreterek geleceği inşa ederler. Ayrıca İnsan sevgisi ve insan haklarına saygıyı da öğreterek isterlerse dünya barışını gerçekleştirebilir. Zira olgunlaşmış bir düşüncenin önünde hiçbir güç duramaz.

 

4- Öğretmenlerini güçlendiren toplumlar da buna bağlı olarak güçlenirler. Ülkeler zaferlerle fetih olsa da gerçek fetih eğitim ve öğretimle gerçekleşir. Ülkelerin büyüklüğü nüfusunun çokluğu ile değil aydınlarının çokluğu ile belli olur.

 

5- Güneş yükseldikçe karların erimesi gibi eğitim yükseldikçe suç oranı düşer. Bunu da gerçekleştirecek olan eğitimcilerdir. Zira eğitimcilik bir insan mimarlığıdır.

 

6- Bir mumun etrafını aydınlatırken tükendiği gibi eğitimci de ölünceye kadar etrafını aydınlatır. Eğitmek bir var olma mücadelesidir. Eğitmemek ise bir yok olma sürecidir.

 

7- Dolu dolu bir eğitimci eğitirken çevresine hem enerji hem de motivasyon dağıtarak başarı ateşini tutuşturur.

 

8- Öğretmenlik sosyal bir değerdir. Yinede gerçek değerini çalışarak elde eder. Örneğin; psikolojik olarak şefkati, sosyolojik olarak iletişimi, felsefi olarak daha iyi bir öğretmenliği nasıl yapabilirim diyerek objektif olarak kendini sorgulayarak gerçekleştirmelidir.

 

9- Beyaz bir perde de küçük bir leke çabuk görüldüğü gibi öğretmen camiasında bir hata da tüm öğretmenleri etkileyeceği için çok dikkatli olmalıdır. Çünkü ilmine, yaşına ve makamına göre davranmayan elinde lamba tutan görme özürlüsüne benzer.

 

10- İnsanlar ölünce yalnız mezarda, eğitimciler ise yalnız mezarda değil kalplerde de yaşarlar. Çünkü bir tohumun toprağa girip çimlenip çiçek açması gibi eğitimciler de öldükten sonra da eserleri ile adeta toplumda çiçek açarlar.

 

11- Bilge insanların esprileri bile birer pırlantadır. Sözleri önce acı gelse de sonra ilaç gibidir.

 

12- Her eğitimci aslında birer vatanperverdir. Zira gençliğe sahip çıkmak vatana sahip çıkmak gibidir. Gençlik yabancılaşırsa toprağın sahipleri de yabancılaşır.

 

13- Geçmişte;

a- Eğitimcilere yâr olan bulur mertebe, cahillere yâr olan ise döner merkebe,

b- Eğitimcinin eğitimcisi yaşlandıkça koç olur, cahilin cahili yaşlandıkça hiç olur,

c- Bilgeden düşman olmaz olsa da korkmamalı, cahilden dost olmaz olsa da ondan sakınmalı,

d- Göğü yıldızlar, yeryüzünü eğitimciler aydınlatır, demişlerdir.

e- Biz de “Bilge olmak istiyorsan durma yaz, çiftçi olmak istiyorsan durma kaz ” diyoruz.

 

14- Unutmayalım ki, bilgenin düşmanı bir olsa da dostu binlerce olur. Bilge komşu cahil ve zalim babadan bile iyidir. Bazı bilgenin eşi bile kitap olmak ister.

 

Sonuç olarak; bilgiyi, bilgeyi, eğitimciyi sevelim; bunları seveni ve destekleyeni de sevelim. Bunların dışında yer almayalım ki hayatımız anlam kazansın.