KONUYU OKU
26. MALIN PSİKOLOJİK ETKİSİ VE BUNA KARŞI OLARAK İNFAK SINAVI
Malın Psikolojik Etkisi
Malın Psikolojik Etkisi Arka Planı

MALIN PSİKOLOJİK ETKİSİNİN ARKA PLANI

 

1) Mal;

      a) Sınav gereği cazip gösterilmiştir.

      b) Cesur ve atılgan insanlara gülümser,

      c) Öyle bir ışığa benzer ki insanları iyi ve kötü günlerinde daha iyi gösterir.

 

2) İnsanlar;

      a) Geleceği güven ve garanti altına alma arzusu ile mal için çalışırlar,

      b) Ancak mal her şey değil ama birçok şeydir,

      c) Bir yerde haram bilinci yoksa orada mal emniyette değildir.

 

3) Malı sandalye gibi değerlendirirsek;

      a) Onu başımızın üzerine alıp onun bineği veya yönettiği değil,

      b) Aksine yorulmamak için onun üzerine biz oturmalı ve yönetmeliyiz.

 

4) Açlık korkusu;

      a) Birçok insanı yardakçı ve tutsak yapar,

      b) Açlıktan ve işsizlikten korkmayanı ise daha özgür ve daha başarılı yapmaktadır.

 

5) İnsanlar;

      a) Muhtaç da olsalar kimseden bir şey istemedikçe daha itibarlı olurken,

      b) İstedikçe hem kendisinin hem de inandığı davanın yüz karası olmaktadır.

      c) İnsanın yalnız sahip olmak için değil şahit olmak için geldiğini unutmamalıdır.

 

6) Mal kazanmak için insanlar;

      a) Genellikle sağlıklarını bozarlar, zamanlarını hor kullanırlar,

      b) Kazandıkları mal veya para ise o bozulan sağlığını ve kaybolan zamanını asla geri getiremez,

      c) Bu nedenle tedbirli yaşamalıdırlar,

 

7) Ne acı ki mal için;

      a) Nesiller boyunca kardeş ve kan davaları görüle gelmiştir.

      b) Hâlbuki nimet yalnız mal değildir,

      c) Bilakis nimet iman sahibi olmadır,

      d) Sahip olduklarımız ise ikinci derece de nimettirler.

 

8) H. Ş. göre malım malım dersin;

      a) Hâlbuki yediğin, giydiğin ve verdiğin senindir, gerisi senin değildir buyrulmaktadır.

      b) Bu nedenle ömrü mal biriktirmeye değil aksine malı dünya ve ahiret rahatlığı ve hayrı için harcamalıdır.

      c) Çünkü ömür de, mal da bulut gibi gelip geçicidir.

      d) Bunun için Allah’ ı kalbe, malı da avuca koymalıdır.

9) Mal bir emanet ve araç olmasından ötürü;

      a) Kontrolünde tutabilenler için kuvvet, izzet ve itibar sebebi,

      b) Etki alanına girenler için de kulluğun yerine eşyayı amaç edinilmesinden ötürü;

                  a) İnancına vefasızlık etmiş,

                  b) Bir örümcek ağına takılan böcek gibi kendini tutsak yapmış,

                  c) Edilgenleşerek kendine yabancılaşmıştır.

                  c) Oysa malı ve parayı hayra harcayan hem kendini, hem de malı kurtarmıştır.

 

10) Mal;

      a) Hayır kapılarını açabilir, örneğin sadaka, zekât, hac, kurban diğer yardımlaşmalara veya hayırlara sebep olur.

      b) Böyle malı Allah hem bereketlendirmekte hem de sevap vermektedir.

 

11) Malın infakı ile kişi;

      a) Kendini mükâfatlandırırken infak etmeyen de kendini mahrum etmiştir.

      b) Hastalık ve yaşlılıkta sıkıntı çekmemek için prim ödemede nasıl titizlik gerekiyorsa ahiret saadeti için de o derece infakta titizlik gerekmektedir.

      c) Zenginlik bazıları için cennet yolunda bir engel veya tuzaktır, takva ve infakla bu tuzağa düşmeyen zenginler de bahtiyar insanlardır.

 

12) Haram mal;

      a) Yolu dar ve alçaktır, eğilmeden ulaşılamaz,

      b) Deniz suyuna benzer ki içtikçe susatır ve serap gibi yaklaştıkça kaybolur,

      c) Dünya sevgisi ile adeta bir başka sarhoş eder,

      d) İnsanı gururlandırır, şımartır, insanlara yukarıdan baktırarak azgınlaştırır.

      e) Geçici zevk verse de kalp huzuru sağlayamaz,

      f) Kötülük kapılarını açmasından, ibadeti engellemesinden ötürü de azabı vardır.

 

13) Genellikle zayıf kişilik sahibi olanlarda mal;

      a) Aksilik ve dik başlılık vererek kulluğu engeller.

      b) Karşısındaki insanları bekletme ve el ovalatma,

      c) İmtiyaz sahibi olma ve haddi aşma arzusunu güçlendirir,

      d) Azgınlık yani nasihate ihtiyaç hissetmeme duygusunu arttırır,

      e) Elinden gelirse İslam’ ı engellemeye çalışma gibi tavırlara sokar.

 

14) Mal;

      a) Sürekli kendisine bekçilik yaptırarak bir nevi mahkûm eder.

      b) İlimden, ibadetten, hakkı ve sabrı tavsiyeden mahrum bıraktırır, sahiplerini maddeten zengin gösterse de manen hüsran (ziyan) içinde yaşatır, çünkü cahil zenginlik de bir başka fakirliktir,

      c) Bu nedenle bilgiyi hayırsız bir zenginlikle değişmemelidir.

 

15) Geçmişe bakarsak;

      a) Kıymetli eşyaları müzelerde,

      b) Evleri harabelerde

      c) İskeletleri de ya cam tabutlarda ya da yıkık mezarlarda görülmektedir.

 

16) Öldükten sonra;

      a) Fakir yaşamış ve garip mezarlığında yatıyorsan zaten fakirdi Allah rahmet eylesin denilir.

      b) Eğer adaletsiz bir şekilde mal bırakmışsan;

                  a) Ahirette hesabı sana,

                  b) Dünyada ise genellikle arkandan çekiştirme, belki pek az teşekkür, bazen de argo söylemler ile anılırsın,

                  c)Çünkü sinekler pekmeze, aç gözlülerde menfaate üşüşmektedir.

 

17) Müslümanlar gerilemeseydi ve dünya süper modern eşkıyalara kalmasaydı;

      a) Bu kadar öldürücü silahlara yapılan masraflar belki eğitime, sağlığa ve beslenmeye harcanır ve insanlığın yüzü gülebilirdi, 

      b) Bunun için inananlara büyük işler düştüğü unutulmamalıdır.

 

18) Üçüncü dünya ülkelerinde;

      a) İnsanlar aç bırakılırken,

      b) İşkence ve ölümle pençeleşirken,

      c) Sabahın karanlığında fakirlikten dolayı çöp bidonlarından ekmek toplayanların yanından zayıflamak için koşanlar nasıl hesap vereceklerini düşünmelidirler.

 

Sonuç olarak;

      a) Mal çok cazip ve mıknatıs gibi çok çekicidir. Bazen çoğaldıkça azdırır, insanlara yukarıdan baktırır, mananın önüne geçer, bazen bir balın arıyı boğması gibi mal da sahibini boğabilir. Sevgi, saygı, yardımlaşma çağrılarını masal gibi değerlendirilmesine sebep olurken azaldıkça da inkâra yaklaştırır.

      b) Fakat Asr- ı saadetten günümüze kadar ilmi ve nefis terbiyesini üzerlerinde toplayabilenler ise böyle engelleyici malı gözlerinde küçültmüş, fazla malı rüyada buldukları bir hazineye benzetmişler ve malın psikolojik etkisini aşmışlardır. Bu nedenle de şükrünü ödeyemeyeceği malı istememişlerdir. Çünkü çocukların oyuncaklarını önce çok sevmelerine rağmen büyüdükçe oyuncaklarını terk ettikleri gibi insanlar da zühd ve takvada ilerledikçe dünya arzularını terk ettikleri görülmektedir.

      c) Örneğin Gazali “ Ben gençken mal ve şöhret düşünürdüm, param azaldığı zaman kafama derste girmezdi ama ilmi ve takva seviyem artıkça imanım Allah’ tan başkasını reddetti ”  demiştir.

      d) Süfyan’ ı Servi’ de talebelik döneminde “ param azaldıkça kafama ders girmezdi, huzurum olmazdı, ilmim ve tevekkülüm arttıkça gök demir, yer taş olsa, tek ot bitmese bile rızkımdan şüphe etmez oldum “ demiştir.

       

Önemli bir benzetme;

            Bu örnekler gösteriyor ki iman ve ilim malın psikolojik etkisini engellemektedir. Zira bir kazan yemeği kepçe kepçe dağıtırken, kepçe insan gibi şuurlansa da sevinemez. Çünkü yemeğin sahibi Allah, kendisi sadece aktarıcıdır. İnsan da kendini bir an kepçe gibi değerlendirirse, Allah’ın verdiklerini infak eder yani aktarır ama gururlanmaz.