KONUYU OKU
18. İHLÂS VE ŞİRK
İhlâs: Gösterişten Uzak Kulluk
İhlâs Ve Riyanın (Gösterişin) Arka Planı

İHLÂSIN VE RİYANIN ARKA PLANI

 

A) İHLÂSIN ARKA PLANI

 

İnsan kelimeyi şahadet getirip iman ederken;

      a) Ben Allah’ tan başka ilah tanımıyorum,

      b) Hz. Muhammed (sav) de onun elçisidir demektedir.

      c) İhlâs da buna bir şey eklemeden inanmak ve yaşamaktır.

d) İhlas için Allah’ın Es-Samed isminden faydalanarak Allah’ ın kimseye ihtiyaç duymadığı gibi ihlas sahibi de övgüye ihtiyaç duymamalıdır.

 

İhlâs sahibi;

      a) Övgüden tiksinir,

      b) İbadetten zevk duyar,

      c) Allah sevgi ve korkusu ile bütünleşmiştir,

      d) Kimseye tepeden bakmaz,

      e) Peygamber edebi ile edeplenir,

      f) Yalnız Allah’ ın hoşnutluğunu düşünür,

 

Not: İhlâs Allah’ ın sevdiği kullarının kalbine bıraktığı sırlarından bir sırdır. İhlâs ve takva sahibi bir insan; okuyabilen için çok güzel bir kitaptır. Çünkü

      a) Şirk ve küfür pisliğini hayatına karıştırmamıştır,

      b) Hümanistlerden daha insancıldır,

      c) Ayırım yapmadan insanların iman edip ateşten kurtulmasını ister.

      d) İhlâs için Allah’ın El-Adl, El-Basir, El-Habir, El-Latif, Es-Semi isimlerinden faydalanmalıdır.

Uzun zaman ihlâslı bir insanı izleyen onun her şeyi Allah için yaptığını, hayatına menfaat ve gösterişi sokmadığını, ibadetini, infakını, dualarını, ürperişini, insanlara hep iyilikle yaklaşımını görerek aklını yürütür ve bu insana hayran kalarak İslam’ a teslim olur.

 

Bazı ihlâs örnekleri;

      1) İbadetine ve inancına Allah’ tan başkasını karıştırmamak,

2) Her türlü dua ve isteğimizin karşılığını yalnız Allah’ tan istemek,

3) Hayatımızı yalnız onun koyduğu yasalara göre şekillendirmek,

4) İbadet ve emirlerine sağlık ve şöhret gibi faktörler karıştırmadan sadece Allah’ ın emri olduğu için uymak ve yapmak,

5) Övülse de kınansa da ruhen ve bedenen özellikle etkilenmemek,

6) Hiç kimseden övgü ve karşılık beklemeden her şeyi Allah’ tan bekleyerek inanmak ve yaşamak, derken bir kez daha anlıyoruzki;

7) İhlâsta nefsin payı olmadığından insana en ağır gelen yaşam tarzı ihlâslı bir hayattır,

8) Sebze veya meyve bir gübrelikte yetişmesine rağmen içine mikrop sızdırmadığı gibi her çeşit şirkin bulunduğu bir ortamda da ihlâslı bir insan kalbine şirki sızdırmaz.

9) İhlâs ve bilgelik put kırmak değil aslında kalbinde hiç put dikmemektir.

İhlâsın bozulmaya başladığı an ise;

      a) Görsünler,

b) Desinler,

c) Övsünler,  

d) Saygı duysunlar

e) Aman ayıplamasınlar denildiği andır.

 

Örneğin;

a) Mevcut nimetlerden yararlanmak için bir cemaate katılmak,

b) İbadetleri sağlıklı olmak için yapmak,

c) Şöhret için hacca gitmek.

d) Halbuki, bu sayılanları halk için değil yalnız Allah için yapılmalıdır.

 

Yunus Emre’nin ballar balını buldum demesinden tüm fanileri ve riyayı aşarak, ihlâsa, barışa ve yalnız Allah ‘a bağlanmakla mutluluğa erdiğini anlamaktayız.

 

B) RİYANIN ( GÖSTERİŞİN ) ARKA PLANI

 

1) Görsünler, övsünler, saygı duysunlar diye yapılan tüm ameller manevi bakımdan sahte bir paraya benzer ki ne kadar çok olsa da bir anlam ifade etmemektedir.

2) Bir kasırganın veya yangının bir ormanı yok etmesi gibi gösteriş de tüm emekleri ve sevapları yok eder.

3) İnsan serapta koşup da aradığını bulamadığı gibi riyakârlar da ne kadar çok ibadet, infak, hizmet etse de karşılığını bulamayacağından boşa yorulmuş olur.

4) Çünkü adli ilahi de geçerli tek şey yalnız Allah’ ı hoşnut etmek için yapılan güzel işlerdir.