KONUYU OKU
15. İLME TEŞVİK
İlmin Ve Âlimin Önemi

B) İLMİN VE ÂLİMİN ÖNEMİ

 

1) İlk emir oku olduğu için okumalı ve iyi bir okuyucu olmalı ancak okunanlar da insanı imana götürmelidir. Bunun için Allah’ın El - Âlim isminden faydalanmalıdır.

 

2) İlk emir oku yerine yasaklarla başlasaydı veya savaş yapın deseydi İslam uygarlığı vs. olmazdı. Oku emri ile her şeyin okumakla düzelmeye başlayacağının bir işareti verilmiştir.   

 

3) İlmin özü aslında Allah’ ı bilmektir, Allah’ ı bilen ama başka birçok şeyi bilmeyen ise bir gün kurtulabilir fakat Allah’ ı bilmeyen ama birçok şeyi bilen ise her şeye rağmen kaybeder.

 

4) İlim;

      a) Kalbin ve beyinin gıdasıdır,

      b) Sürekli okumak insanı hem zihnen, hem bedenen, hem de ruhen canlı tutarken okumamak her yönden insanı dumura uğratır. Örneğin hiç okumamak erken bunama sebeplerinden biridir.

      c) İlim öyle bir güç, öyle bir enerji, öyle bir ışık ve öyle bir manevi madalya ki sahibini korurken ilimden başka mal ve madalyalar ise bekçilik istemektedir.

 

5) İlim insanı dünya ve ahiret mutluluğuna götüren sistemli bilgilerdir.

 

6) İlim öyle bir cevher ki;

      a) Esansın kokusunun engellenememesi gibi ilmin de etkisi engellenemez.

      b) En küçük ışığın bile karanlıkları yarıp geçmesi ve uzaklardan görünmesi gibi ilim de cehaleti yarıp geçerek kendine sahip olanı gösterir.

      c) Her şey paylaşıldıkça biterken ilim paylaşıldıkça çoğalmakta ve paylaşanlara itibar, mevki ve dost kazandırmaktadır.

      d) Ayrıca iki insan birer mal takası yapsa ikisinin de malları yine birer tanedir. Fakat iki kişi bilgilerini değiştirse ikisinin de ikişer bilgileri olur ki bu da bilginin farklılığını göstermektedir.

      e) Bunun için suya ve ekmeğe koştuğumuz gibi ilme koşmalı ve onunla verim almaya çalışmalıyız.

      f) Hem fen hem de sosyal bilimlere sahip olmak Kur’an’ ın daha iyi anlaşılmasını sağlayacaktır.

 

7) Bilgi;

      a) Öyle bir su ki adeta içtikçe susatan bir hayat kaynağıdır,

      b) Düşmanlarınca bile yenilemeyen ve yağmalanılamayan bir varlıktır,

      c) Hayat selinde ayakta kalabilmek ve boğulmamak için ona talip olmalıyız.

      d) İlme talip olan çok çalışmadan, sormadan, sabretmeden ilme kavuşamaz.

 

8) İlim sadece sebep ve sonuçları tabiata bağlamakla yetmez Allah’ ın “ ol “ demesiyle sebepsiz olarak da olabileceğini yansıtmalıdır.

 

9) Sokakta karanlığa karşı lambaların sürekli yanması gibi kalplerin kararmaması için de ilim ve âlimin devamlılığı sağlanmalıdır.

 

10) İlim deniz ise âlim de bu denizden inci ve mercan çıkaran bir dalgıçtır. Ayrıca âlimler sustukça sesleri kesilirken konuştukça, yazdıkça sesleri yükselmektedir. Eserleri ile öyle yükselir ki çok uzaklara hatta gelecek nice yıllara bile ulaşır.

 

11) İlme sahip olmak isteyen;

      a) İdeolojilere alet olmamalı,

      b) Zevklerine esir olmamalı,

      c) Zamanı israf etmemeli,

      d) Aşırılıklardan kaçınmalı,

      e) Mal ve para kazanmada değil ilim elde etme de hırs sahibi olmalı,

      f) Tecrübe sahiplerinden yararlanmalı,

      g) Sıkıntıları olağan saymalı,

      h) Sorumluluk yüklenmeli,

      ı) Çalışma alanını belirlemeli,

      i) Gururdan kaçınmalı,

      j) İstikrarlı olmalı,

      k) Az uyumalı ve çok çalışmalı,

      l) Gençliği eğlencelerle değil ilimle geçirmeli,

      m) Daima efendiliği tercih etmeli,

      n) İlmin itibar getireceğini görebilmeli,

      o) Adi işlerden ve cimrilikten kaçınmalı,

      ö) Allah’ ın rızasını amaç edinmeli,

      p) İlme çalışmanın hayırda bir yarış olduğunu bilmeli,

      r) Çok çalışmalı ve gerisini Allah’ a bırakmalıdır.

 

12) Âlim;

      a) Okuttukça, anlattıkça toplumda güçlenir ve gurbeti olmaz,

      b) Kalplerin aydınlanmasına ve canlanmasına neden olduğu için binlerce sıradan insandan farklıdır,

      c) Eserleri ile hem çağına hem geleceğe seslenir ve tatlı su, ilaç, gölge ve ışık gibi etrafına hayat verir, 

      d) Âlimler ölse de adeta toprağa giren bir tohum gibi öldükten sonra da çiçek açar, meyve verir,

      e) Âlimlerle beraber olanlar ve âlimleri takip edenler altın ve gümüşten çok daha kıymetli bilgi ve düşüncelerle beslenirler.

      f) Âlimlerin olmadığı bir dünya aysız, güneşsiz ve yıldızsız bir uçurumdur.

      g) Âlimsiz bir topluluk simsiyah bulut ve dalgaların kapladığı yerde kaptansız denize açılan fakat ne yapacağını bilmeyen yolcular gibidir ya da uzun ve bilinmeyen bir yolculukta azıksız ve rehbersiz yola çıkan yolcular gibidir.

      h) Âlimler karanlık bir geceyi aydınlatan dolunay gibidirler.

      I) Büyük bir şehri gezdiren rehberler ne ise alimler de adeta Kur’an’ da gezi yaptıran rehberlerdir.

      i) Âlimler iç savaşları bile önleyen surlar ve toplumu ayakta tutan kolonlar gibidir.

      j) Zenginler unutulsalar da âlimler unutulmazlar.

      k) Toplumların adeta ıslah ustaları ve gönül fatihleridir.

      l) Âlimler toplumun koruması gereken değeri, mirası, medeniyet öncüsü, gönül tamircisi ve de cehenneme karşı birer itfaiyecisidir.

 

13) Âlim;

      a) Rabbinin sevmemesinden çok korkan ve Allah’ ın hayır dilediği ve meleklerin kanat gerdiği bir kimsedir,

      b) Bir yandan aydınlanır diğer yandan da aydınlatır,

      c) Manen hayra ortak olan zengin bir yatırımcıdır,

      d) Çünkü yaptırdığı her işten ve yetiştirdiği her insandan manevi bir pay almaktadır,

      e) Ayrıca;

                  a) Zamanı gösteren saatlerden,

                  b) Yolculara yol gösteren yıldızlardan,

                  c) İnsanları zenginleştiren hazinelerden,

                  d) Irmakları besleyen kaynaklardan adeta farksızdır.

                  f) Bu nedenle güneş yükseldikçe karanlıkların kaybolduğu gibi âlimler de çoğaldıkça ve etkileri arttıkça cehalette kaybolmaya mahkûmdur.

                  g) Bir kimyagerin bitki ve çiçeklerden ilaç yapması gibi âlim de birçok kitaptan topladığı fikirlerle halkın dertlerine çare olacak ilaç gibi çözüm yolları üretirler.

 

14) Amelsiz ve yarım âlim yürüme özürlü bir insana benzer ki istediği her yüksek yere gidemez. Bu nedenle âlim çok dikkatli olmalı çünkü onun hatası güneş tutulması veya bir gemiyi batıran kaptan gibidir. Âlimin ölümü ise bir santralin saf dışı kalması gibi bulunduğu bölgeyi mateme ve karanlığa boğar.

 

15) Tecrübeler göstermiştir ki;

      a) Âlimlerle görüşenler ve gezenler hep itibar görmüşler ve daima bir mertebe kazanmışlar,

      b) Cahille gezenler ve cahilleşenler ise hep rezil ve sefil olmuşlardır örneğin dün güçlü olan toplumlar bugün adeta anarşi, katliam, gözyaşı ve kan gölüne dönmüşlerdir ki bu da genellikle önderlik yapacak ve yol gösterecek âlimlerinin yetişmemesinden kaynaklanmaktadır. Âlimler olmazsa kolay kolay ne fatihler ne de kahramanlar yetişmektedir.

 

16) Âlimler suya benzerler ki her nereye ulaşırlarsa orada canlılık, üretim ve güzellik oluşur.

 

17) Âlimler kitap okuya okuya başkalarının da kendilerini okuyacağı bir kitap haline gelirler.

 

Sonuç olarak; Rahmetli babamın zaman zaman nasihatinde dediği gibi cahil bir insanı dinlememeli çünkü cahildir, elbet can incitir, âlimi dinlemeli ki her sözü elmas, incidir. Ayrıca insan okudukça koç gibi güçlenir, cahilleştikçe hiç olur. Çünkü âlim varsa gerekli imkânlar sağlanırken âlim olmadığı zaman hazır imkânlar da işe yaramıyor.