KONUYU OKU
43. ALLAH YOLUNDA MÜCAHEDE
İslam’a Hizmet Ederken Dökülenlerin Ortak Özellikleri

İSLAM’A HİZMET EDERKEN DÖKÜLENLERİN ORTAK ÖZELLİKLERİ

 

Tarih boyunca hizmet alanında;

a) Sık eleyip sık dokuyan ve itici bir rolü sürdüren,

b) Çevresi ile geçinemeyen veya geçinilemeyen,

c) İslam’ ı anlatırken veya yaşarken sivrilikler gösteren,

d) Bir türlü sosyal denge kuramayan ve aşırılığı bir türlü atamayan,

e) Bu tür sıradan veya ünlü bir takım insanların zamanla hem çalışmalardan hem de toplum hayatından sessizce kayboldukları görülür.

 

Hizmette iken dökülme nedenlerini şöyle sıralayabiliriz;

 

1) Yolda dökülenler başlıca;

a) Geçmişten ders almayan,

b) Gününü değerlendiremeyen,

c) Geleceği planlayamayan,

d) Ve olaylardan geride kalanlardır.

 

2) Konumu ile;

a) İhlâs, dua ve sevabın üstünlüğünü bir türlü anlayamayanlar,

b) Sürekli nefis terbiyesi ile meşgul olmayanlar,

c) Vesvesede ve fitnelemelerde gaflet gösterip hemen Allah’ a sığınmayanlar,

d) Hayır yapsa veya infak etse de zamanla içinde sıkıntı duyanlar,

e) Çevresini tam tanıyamayan, sevemeyen ve hizmetten zevk almayanlar,

f) Yapılan bir hizmeti basit ve angarya gören tatminsiz insanlar,

g) Aynı davayı paylaşsalar da kalpleri birbirlerine ısınamayanlar bakımsız bir ağacın dökülmeye ve çürümeye başlamış meyvelerine benzemektedirler.

 

3) İnandığı davada;

a) Hiçbir sorumluluğa ve etkinliğe katılmayanlar,

b) Davasında öze inemeyip kabukta kalanlar,

c) Sorumluluk istemeyenler, verilse de itiraz edenler,

d) Çıkar umup da ulaşamayanlar hizmetten her geçen gün uzaklaşırlar.

4) Hayata bakışında;

a) Her geçen gün dünya sevgisi ve lüks arzusu artanlar,

b) Ölümü çok uzak görenler,

c) Diploma, para ve mal gururuna kapılanlar,

d) Dayak, ceza ve rızık korkusunun ağır bastığı kişiler.

 

5) Asgari müşterekte;

a) Birleşemeyenler,

b) Birleştiremeyenler,

c) Kararlılık gösteremeyenler,

d) Hep mutsuz ve karamsar tablo çizenler.

 

6) Topluluk içinde;

a) Gülünç duruma düşenler,

b) Utangaç ve kendini ifade edemeyenler,

c) Acelecilik ve bazen sağlıksız düşünce bozuklukları,

d) Sonucuna katlanamayacağı söz ve harekette bulunanlar,

e) Riyayı ve gösterişi alışkanlık haline getirenler,

f)  İç sürtüşmeler, gıybet ve hasetlerin sürüp gittiği kimseler,

g) Söz ve anlaşmalarına uymayanlar,

h) Kir ve nuru birlikte götürmeye çalışanlar,

ı) Beklediği ilgi ve değeri bulamayanlar,

i) Çalışmaların verimsiz olduğuna inananlar,

j) Sıcak bir ortam bulup da uyum sağlayamayanlar,

k) Hiçbir rica ve isteği dikkate alınmayanlar.

 

7) Konuşurken;

a) Yersiz eleştirileriyle öfkeli ve saldırgan görünüm arz edenler,

b) Sözü adeta kıvılcım gibi tartışma, kavga başlatan veya gerilimleri körükleyenler.

 

8) Günahları;

a) Küçümseyenler,

b) Sakınmayanlar,

c) Çoğaldıkça da Allah’ tan uzaklaşanlar,

d) İmanını takviye edemeyenler,

e) Elbisenin eskidiği gibi haram veya günahlarla kalbinin kirlenmesine ve imanın da eskimesine neden olanlar.

 

9) Açık hüküm bildiren değil de;

a) Yalnız Allah’ ın açıklayabileceği (müteşabih) ayetlerin peşine düşenler,

b)  Ayetleri ve olayları fitne oluşturmak için bilinçli olarak kötüye yorumlayanlar.

 

10) Dikkatle bakılırsa;

a) Bazı fakirler yokluktan, bazı zenginler de iş çokluğundan dolayı zaman bulamamaktan şikayet ederek dökülürler,

b) Bazıları da etnik, kültürel ve ekonomik farklılıkları bahane edip kaynaşmayı engelleyerek dökülmeye neden olurlar.

 

11) İmam Gazali;

a) Hırslı zenginlerle konuştukça dünyaya meylinin artmasından,

b) Teşhirci ve şamatacı kadınlarla sohbet ettikçe tahrik olmaktan,

c) Müstehcen ve isyancı müzikle ömrünün heder olmasından korkarak,

d) Allah yolunda giderken dökülmemek için bunlara mesafeli durmuştur.

 

12) Kâğıtları, dumanı ve boş tenekeyi fırtınaların sürüklemesi gibi hafif meşrepli insanları da küçük olaylar sürükleyip dağıtabilmekte ve dökmektedir.

 

13) Toplumların seyrini, içinde bulunduğu yer ve zamanı iyi bilmeyenler sahte bahara inanıp çiçek açan sonra da geriden gelen soğukla çiçeklerini döken ağaçlar gibi sahte hürriyete ve sahte dostlara inananlar da hizmet esnasında dökülmüşlerdir.

 

14) Tarih göstermiştir ki zor da olsa sorumlulukları yerine getirerek mazlumlara baktıkça ve gözyaşı dökerek dua ettikçe erime ve dökülmeye engel olduğu unutulmamalıdır.

 

Sonuç olarak;

1) Bulunduğu çağın ve bölgenin ihtiyaçlarını bilmeyenler veya göremeyenler zayıf türler gibi elenmeye mahkûmdurlar.

2) Tek ırka ve tek lidere çağıranlar dökülmeye, İslam’a ve evrensel kardeşliğe çağıranlar  ise dirilmeye taliptirler. Çünkü onlar tekile, tikele değil tümele taliptirler.

3) Hep dökülen ve dökülmeye mahkûm olanlar ise;

a) Yapamıyorum, edemiyorum, elimde değil diyenler,

b) Eline, diline, beline sahip olamayanlar,

c) Vardığı yere şekil veremeyenler,

d) Şucu, bucu diye damga yiyenler,

e) Katı, dayatmacı bir eğitim-öğretime zorlananlar.